Geçenlerde… Bir arkadaşımız fotoğraf göndermiş. Almanya’nın Berlin kentinde bir bayi önündeki askıda yer alan Alman gazetelerin tümünün manşetinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafı var.
O gazetelere bakanlar referandumun Türkiye’de değil, Almanya’da olduğunu sanırlar. Zaten gönderen arkadaşımız da öyle yazmış mesajında.
Olay Televizyonu’ndaki Her Açıdan programında cuma akşamı Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu’nu konuk ettiğimizde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş izni Hollanda hükümeti tarafından henüz iptal edilmemişti, ya da bu haber henüz bilinmiyordu.
O nedenle…
Programda, Türk hükümeti Bakanlarına konuşma izni verilmemesinden yola çıkarak “Almanya’nın niyeti ne?” diye sorduk.
Siyasi yaşamı boyunca da dobra konuşmasıyla bilinen Başdanışman Türkmenoğlu da çok açık bir şekilde şu cevabı verdi:
“Niyeti belli… Türkiye’deki referanduma müdahale edip hayır çıkmasını sağlamak. Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmak.”
Şunu anımsattı:
“Türkiye bu referandumla ekonomik ve siyasal istikrarsızlıklar ülkesi olmaktan çıkacak. Örneğin, İstanbul’un üçüncü havalimanı devreye girdiğinde aktarma üssü burası olacak ve Frankfurt devre dışı kalacak.”
Gözlemi şu:
“Almanya şu an Türkiye’de ana muhalefet partisi gibi hayır oylarının artması için çalışıyor.”
Sonra da şu yorumu yaptı:
“Haksız bir şekilde bizim iç siyasetimize karışıyorlar. Türkiye’nin iç işi olan anayasa değişikliğine bir ülkenin bu kadar müdahale etmesi hiç doğru ve anlaşılabilir değil.”
Düşüncesi de şu:
“Türkiye’nin bölünmeyeceğini, referandumla anayasa değişikliğinin geçeceğini gördüler. Bunun için hepsinin paçaları tutuştu.”
Anayasa değişikliği rejim değişikliği mi?
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu’na, anayasa değişikliği tartışmalarında rejim değişikliği kaygılarını anımsattık.
Şu değerlendirmeyi yaptı:
“Cumhuriyet bizim kazanılmış rejimimizdir ve asla taviz söz konusu değil. Üniter yapıdan taviz de asla söz konusu değil. Üniter yapıdan taviz isteyen, federatif yapı isteyen parti liderleri de hayırcılar arasında. Bu çelişki değil mi?”
Bir sorusu daha var:
“Rejimin değişeceğini söyleyenler hangi rejimin geleceğini de söylerlerse çok iyi olur.”
Cumhurbaşkanı’na güvenoylaması algısı nereden doğdu?
Referanduma artık 34 gün kaldı. Türkiye 16 Nisan’da sandık başına gidip anayasa değişikliği için ya evet deyip kabul edecek, ya da hayır deyip reddedecek.
Ancak…
Geçmişteki referandumlara göre farklı stratejilerin izlendiği bu kampanyada hayır cephesi söylemleri giderek referandumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvenoyu algısına dönüştürüyor.
Bu izlenimi…
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu’na açtığımızda, söze “Oraya doğru çekiliyor, ama…” diye başladı ve şunu söyledi:
“Anayasa değişikliği tartışmalarının sadece Cumhurbaşkanımızın kişiliği üzerinden yürütülmesi hiç doğru değil. Çünkü kimse bu dünyada baki değil, hepimiz faniyiz.”
Ardından…
“Gönül ister ki, çok güçlü kişilikler çıksın, Türkiye’yi yönetsin” dedi ve şöyle devam etti:
“Gelecek nesillerde çok daha iyi yöneticiler çıkacağına eminiz. Fakat bugün sadece bir kişi üzerinden evet ya da hayır şeklinde referandum kampanyası yapılmasını doğru bulmuyorum.”
Nedenini de söyledi:
“Çünkü bu referandumla yapılmak istenen anayasa değişikliği Türkiye’nin beka sorunu, milletimizin istiklal ve istikbal sorunu.”
Şunu da ekledi:
“15 Temmuz’da Türkiye’yi işgal planını hep birlikte gördük. Artık belirsizliklerin rafa kalkması gerekiyor.”
“Muhalefet bilgileri karartıyor”
Referandumda neden hayır denmesi gerektiğini anlatan cephenin örneklerine Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu’ndan “muhalefet bilgileri karartıyor” itirazı geldi:
“Muharrem İnce’nin Amerika’daki konuşmasını internette izledim. Boş bir kağıt almış, ‘16 Nisan’dan sonra Cumhurbaşkanı isterse bu kağıda başkent Yalova’dır yazabilir’ diyor. Milletin aklıyla bu kadar alay edilmez.”
Şunu da ekledi:
“Anayasa’nın ilk 4 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Başkentin Ankara olduğu da ilk 4 madde arasında.”
Kemal Demirel, hızlı tren için Başbakan’dan bilgi bekliyor
Kemal Demirel gerek CHP İl Başkanı olduğu dönemde, gerek CHP Bursa Milletvekili olduğu süreçte karayollarında yaşanan trafik kazalarından hareket ederek tren kampanyaları düzenledi.
Üstelik…
Bursa’nın yanı sıra, değişik Anadolu kentlerinde yürüyüşler yaptı, toplantılar düzenledi.
Nitekim…
Bu çabaları nedeniyle 23 Aralık 2012 günü Balat’taki hızlı tren istasyonu temel atma törenine davet edildi, kürsüye çıkan Bakanlar da onun adını anıp teşekkür ettiler.
Teşekkür edenlerden biri, dönemin Ulaştırma Bakanı olan Binali Yıldırım’dı,
Şimdilerde…
Sokaklarda, parklarda, kahvelerde, esnaf ziyaretlerinde referandumda hayır kampanyası için çalışıyor. Gezerken konuştuğumuzdaysa şunu söyledi:
“Temel atma günü, Bursalıların hızlı trene 2016 sonuna kadar bineceği söylenmişti. O tarih geldi geçti, Şimdi Sayın Başbakan Bursa’ya geliyor. Ben de büyük bir ilgiyle yapacağı konuşmayı bekliyorum.”
Beklentisini de açıkladı:
“Vatandaş gittiğim yerlerde ‘Sayın vekilim, tren için bu kadar mücadele verdiniz, sonuç nedir?’ diye soruyorlar. Ben de bir cevap verebilmek için Sayın Başbakan’ın yapacağı açıklamayı merak ediyorum.”