Basketbol Milli Takımımız bu İtalya’yı yenemeyecekse kimi yenecek?
Neredeyse genç takımla gelmiş, Eurolig’de sonuncu Alba oyuncuları, 2 tane siyahi atlet uzun, bir tek elle tutulur Pojola’ya karşı kötü havaya rağmen gelen on bin kişiye yakın seyirci önünde hiçbir varlık koyamamak kabul edilemez. Oynadığımız İtalya’nın eksik denilen tecrübeli oyuncuları dâhil Avrupa Şampiyonası’nda ilk 8’e girmesi imkânsız ötesi. Ya bize ne demeli; ‘madalya adayıyız’ demekle olmuyor, sahada bunu göstermelisiniz.
67-80 biten maç bize ne gösterdi söyleyeyim;
Bizim oyuncuların tamamına yakını şişirilmiş, çok fazla değerli gösterilen ve hiçbir şey yapmadıkları halde kendilerini çok iyi sanan oyuncular.
Örneğin; Sadık iki yıldır bir gram ilerlemeyen hatta gerileyen sıfır savunma, oyuna sıfır katkı, takımında dahi süre alamayan bir durumda. Görünen Milli Takım’ın asistanı ve kendi takım koçunun da ona hiçbir katkısı yok. Erkan ne iş yapar, ne atar, ne topu yere vurabilir, takıma ne katkısı var? NBA yıldızı denen Furkan Eurolig’de varlık gösteremeyen bir oyuncu. Onda da gösterilen değerin yarısı bile yok. Larkin ahı gitmiş vahı kalmış. 4 sene önceki halinin yüzde birinde. Ercan müthiş istikrarsız. Eğer bu takımın oyun kurucu umudu hala Kenan ise başka söze gerek yok. Cedi bir şeyler yapmaya çabalıyorlar ama hiç bir zaman dominant oyuncu olamadı.
Kadroyu gördüğümde neden yok dediğim ligin en formda Türk oyuncusu Yiğitcan, tükenmeyen mücadelesi ile sahada hep var (sordum ufak bir sakatlığı olduğu için zorlamamışlar). Münih’de oynamayan Onuralp de bir umut var oyun sonunda bunu gösterdi. Ömer Faruk bu takım için çok önemli. Bu maç bize bunu da net gösterdi. Şu an en formda iki oyuncu Tarık ve Sertaç saçma bir tartışma yüzünden takıma çağırılmadılar. Bunu da marifet gibi anlatan Bir TBF Başkanımız var. Yok yazın çağırıp gelmezlerse gereğini yapacaklarmış. Ne demek Milli Takım’a oyuncu yollamamak. Oyuncuya değil göndermeyen takıma ceza vereceksin tabii yüreğin yetiyorsa. Koçunun yaptığı hareketlerden memnun değilsen başka koçla çalışacaksın. Bunları yazın hep birlikte göreceğiz.
Koç Ataman’ın tarzı; takımı alıp götüren bir yıldıza ama gerçek bir yıldıza teslim etmek. Kendi takımında oynayan Eurolig’in en iyi oyuncusu Nunn örneği gibi ve onun etrafında oyunu kurmak ama burada kimse kusura bakmasın Alperen dışında bizde NBA oyuncusu filan yok. Allah onu nazarlardan korusun ama şampiyonaya NBA’den gelen oyuncuları düşünürsek bir tek Alperen ile Sırbistan, Fransa, Litvanya, Letonya, Almanya, İspanya hatta Yunanistan yanında kusura bakmayın madalya filan konuşmak biraz havada kalıyor. Zaten gitmeyeni dövüyorlar denilen Avrupa Şampiyonası’na, İzlanda’ya yenilirsek grupta 3. olup zar zor gidiyoruz.
Meğer Başkanın eleştirilen yeni yıl mesajı doğruymuş. Macar zaferleri olmasa sonuncu olup tarihe geçecekmişiz. Yukarıda eleştirdiğim oyuncuların oynadıkları paraları yazsam dudaklarınız uçuklar ama aldıkları paraların yarısı bile etmezler. Ülkedeki menajer, idareci, Federasyon üçgeni durumu bu hale getirdi.
Çözüm; çıkacaksınız aldığınız paraların karşılığını sahada vereceksiniz. Federasyonun bu işte yapabileceği fazla bir şey yok, top oyuncularda. Yazın iyi bir çalışma ve hazırlık maçı programı ile geçirilirse belki yine hüsranla bitmeyen bir şampiyona geçiririz yoksa kafayı kuma gömmeye devam eder, finalleri evden izleriz.