Altan Kutucu
Altan Kutucu

Covid-19 ve Spor Ekonomisi (2)…

Bu oluşan şartlar neticesinde riskler göz önünde tutularak pek çok ligin oynatılması için adımlar atıldığını görmekteyiz. Özel önlemlerle ve seyircisiz oynanacak liglerin öngörülen zararı tatminkâr bir şekilde karşılamayacağı ortadadır. Spor malzemeleri, lisanslı ürün, sağlık ve fitness merkezleri gibi alanlarla birlikte spor sektörü dünyada 700 milyar dolara yaklaşan bir büyüklüğe sahip. Sponsorluklar, yayın hakları, reklam, yasal ve yasa dışı bahisleri de düşündüğümüzde rakam öngörülemeyen devasa boyutlara ulaşıyor. Spor endüstrisinin ulaştığı bu büyük rakamlar 150 ülkenin milli gelirinden daha fazla, dünyanın en çok gelir elde eden 20 kulübün gelirlerinin toplamı 2018-19 sezonunda 9,3 milyar Euro’ya civarındadır. Barcelona 840, Real Madrid 757, Manchester United 711 milyon Euro gelirle ilk 3 sıradadır. 2019 verilerine göre küresel spor pazarı 500-600 milyar dolar bir değere sahip olup Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi hızlı büyüyen ekonomilerde Avrupa ve Kuzey Amerika’daki daha olgun pazarlarda spor endüstrisi gayrisafi yurtiçi hasıladan daha hızlı büyümektedir. Unutulmamalıdır ki gelirler ne kadar büyükse kayıplar da o derecede büyük olacaktır.

Spor dünyasının en önemli etkinliği olan Yaz Olimpiyat Oyunları da ortaya çıkan olumsuz tablodan etkilenmiştir. Tokyo’daki yeni olimpiyat stadyumu için harcanan miktar 277 milyon dolar olup Japonlara göre ertelemenin toplam maliyeti 3 milyar dolar olacaktır. Tokyo 2020 bir yıl sonrasına ertelenmiş olsa da organizasyonun ilave maliyetlerinin nasıl karşılanacağı ve 2021 yılında salgının etkisini devam ettirip ettirmeyeceği belirsizdir. Kota yarışmalarının henüz sadece %57 oranında tamamlandığı dikkate alındığında, 2021’in ilk yarısında düzenlenmesi gereken yarışmaların ne derecede sağlıklı yapılacağı başka bir soru işareti olup oyunların iptali her an gündeme gelebilir.

Covid-19’un en önemli etkisi, sosyal ve ticari yaşamı büyük oranda dijitalleşmeye zorlaması ve son 20 yıl içerisinde büyük gelişme kaydeden e-spor sektörü için büyük bir fırsat olmasıdır. Şimdiden 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda yan etkinlik olarak e-spor organizasyonlarının yapılması gündemde. Bilgisayar ve telefonlarda oynanan oyunları aynı çatı altında toplayan e-sporun ekonomisi salgınının ardından dünyada zirve yaparak yaklaşık 250 milyar dolar cirolara ulaşmıştır.

Salgının sonrası sporun paydaşlarının uzun yıllarının ipotek altına alınacağı ve sektörde çalışan milyonlarca insanın işsiz kalacağı ya da gelirlerinin önemli bir kısmını yitirecekleri bir döneme girileceği açıktır. Özellikle spor liglerinin mevcut durumla tescil edilmesi ya da gecikmeli olarak tamamlanması, bir tarafı insan sağlığına dayanan etik tartışmalar, ötesi ise sporun evrensel imajının göreceği geri dönülmez zarar nedeniyle hep tartışmaya açık olacaktır. Bu süreçte politika yapanları bekleyen en gerçekçi tercih daha az kötü olanı tercih etmek olmalıdır. Bu salgın da anahtar sözcük “belirsizlik” olmakla birlikte sporda 2020 yılı için “kayıp yıl” tanımını kullanmak bence en doğrusudur. Tüm bunların ışığında spor dünyasının önümüzdeki yıllarda güçlü bir kırılmaya ve değişime maruz kalacağı ve salgın sonrası dönemde daha hızlı toparlanma için spor sektörüne pozitif ayrımcılık uygulanmasının önemi net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Tekrar görüşmek üzere…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X