Timsah, Gençlerbirliği’ni geçti fakat turu getirecek skoru yakalayamadı.

Skuletic’in şok golüne Mikel Agu ve Yusuf Erdoğan’la cevap veren yeşil beyazlıların son saniyelerde topunun direkten dönmesi büyük şanssızlıktı. Kupa hayalleri yine başka bahara kaldı.

Bursaspor bu takıma elenmeyecekti.

Kusura bakmasın suç Paul Le Guen’de.

İlk maça öyle komple yedek bir kadro ile çıkmayacaktın hocam. Stancu’yu, Batalla’yı falan geçtim.

O maçta sakatlıktan çıkan Agu oynayacaktı mesela.

Gördük işte tabloyu. Sonuçta karşıdaki TFF 3. Lig ekibi değil.

Orada 1 gol bulsaydık bugün çeyrek finaldeydik değil mi?

Gençlerbirliği’nin dün böyle bir oyun mantığıyla, böyle bir çirkinlikle sahaya çıkacağı zaten belliydi.

BARIŞ’A BAK BARIŞ’A!

Hele ki bu gibi takımları çözmekte ciddi bir sıkıntı yaşadığımız ortadayken, kupa hayali böyle basit hatalar sonucu uçtu gitti.

Paul Le Guen’in oyun şablonun da sağ ve sol bek üretken olacak. Aziz ve Barış dün bunu hiç yapamadı.

Hele ki Barış.

Formasının rahat olmadığı hissettirilmeli. Rekabete sokulmalı. Yoksa dün yaptıklarıyla devam ederse, yanmışız biz.

Badu bir 8 numara değil mi?

Bakıyorsun sanki 90 dakika sahada yok.

ANTRENÖR MÜSÜNÜZ, DAYI MI?

Bizim bildiğimiz bir 8 numara hem savunmada, hem hücumda birşeyler yapar.

Peki, Badu ne yapıyor?. Bana göre çoğu zaman kaçak güreşiyor.

Konuştuğumuz, tartıştığımız eksiklikler hep aynı aslında. Bunları yazmaktan da bize fenalık geldi artık.

Maç sonu ortalık karıştı.

Basın toplantısında hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranan Ümit Özat, önce o teknik kadrosuna sahip çıkacak.

Birisi Aziz’in boğazını sıkıyor, diğeri Titi’ye sataşıyor, sonrasında olanlar oluyor.

Sorması ayıp siz antrenörlük mü yapıyor sunuz, dayılık mı?