Avatar
Can Pulak

İzmir turizmi tırmanıyor

İzmir turizmi tırmanmaya başladı. Hem de sadece kent merkezi değil, civardaki tatil beldeleriyle de tırmanışta…

Bir yakınımın düğünü için Gümüldür’e gittim. Kaldığım tesisin güzelliğini, iyi işletmesini ve doğayı korumadaki titizliğini anlatamam. Böylesine, turizmin amiral gemilerinde bile rastlayamazsınız. Ormanın içinde, çam ağaçlarının altında, denizin kıyısında muhteşem bir tatil köyü. Öyle animasyon saçmalıkları filan yapmamış, turisti güldüreceğim diye yırtınmamış, memnun etmek için daha akılcı ve seçici bir politika izlemiş. İster ata binip gezin, ister adrenalin patlaması yaratan tırmanışı, ağaçtan ağaca telle sallanışı deneyin, ister hayvanat bahçesinde gezin, ister yüzün, ister dans edin, herşey huzur ve mutluluğa göre planlanmış.

Demek ki, ağaçlar kesilmeden de, doğayı mahvetmeden de, turistik tesis yapılabiliyormuş. Yatırımcı her kimse, Antalya örneğinde olduğu gibi ormanları traşlayıp, dev bir otel kondurmamış oraya. Aksine, arazinin çok büyük olmasına rağmen, tek katlı bungalovları andıran evciklerle yetinmiş. İnanın böylesi çok daha güzel ve değerli olmuş.

Neye üzüldüm biliyor musunuz? Bu tesis hayli eskiymiş ve uzun süredir hizmet veriyormuş. Bizim gibi yıllarca turizmin içinde bulunan insanların bile haberi olmamış. Demek ki,tanıtma problemi burada da var. Biz çok iyi şeylere sahibiz ama, reklamını ve propogandasını yapamıyoruz işte. Avrupa’da bile kolay rastlanmayacak mükemmellikteki bu tatil köyünü, yürekten alkışlayarak rotamı Alaçatı’ya çevirdim.

Gözlerime inanamadım Alaçatı’da. O ne güzel, o ne düzenli, o ne gösterişli bir tatil beldesi olmuş. Tek bir yüksek bina yok, o taş evleri, çiçekli bahçeleri, tertemiz ve bakımlı yolları anlatamam. Pansiyonlar, butik oteller mükemmel, çoğu 5-10 odalı ve aile işletmesi. Ya şehrin merkezindeki minik dükkanlara, minik restoran ve kahvelere ne demeli. Hepsi tablo gibi, seyretmeye kıyamıyor insan.

Dükkanlarda tek bir çakma eşya yok. Bu kadar güzel hediyelikleri, bu kadar güzel el yapımı yerli hatıralık cinsleri bir arada hiç görmedim. Hepsi birbirinden değerli,hepsi albeniye sahip. Üstelik satıcılar,dükkan sahipleri sanki bir eğitimden geçirilmiş gibi. Hepsi saygılı, hepsi efendi, hepsi nazik..

Bu tabloyu kim yarattıysa, bu düzeni kim kurduysa ve böylesine medeni ve huzurlu bir ortamı Türk turizmine kim kazandırmışsa helal olsun. Binlerce teşekkürden başka söyleyebileceğim bir şey yok. Turizm beldelerini yönetenler, gitsinler ve Alaçatı’dan ders alsınlar. Turizm nasıl yapılırmış, nasıl geliştirilirmiş ve turizmden nasıl iyi para kazanılırmış görsünler, öğrensinler.

Bence Alaçatı modeli, üniversitelerimizde, turizm yüksek okullarımızda ve turizm meslek liselerimizde ders olarak okutulmalıdır. Bu da yetmez, tatil beldelerimizi yönetenlere gezdirilmeli ve ‘’bu iş böyle yapılır’’ denilmelidir.

Gümüldür ve Alaçatı’yı gezdim ve yazdım. Kim bilir diğer civar beldelerde de ne güzellikler vardır. İlerde onları da yazarız. Söylemek istediğim şeyi bir kere daha tekrarlıyorum.

İzmir turizmi tırmanıyor ve tırmanmaya da devam edecek.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X