Avatar
Can Pulak

Suyun öteki yakası

Havalar güzel gitti, sezon bir miktar uzadı ama sonbaharı yaşamadan artık kışa gireceğiz. 
 
Ege’de denize giriliyor hâlâ. Kasım ayı başladı, biz Bodrum’da yüzüyoruz. Sadece biz değil, suyun öbür yakasındakiler, yani Yunan Adaları’nda yaşayanlar da henüz çıkmadı denizden. Suyun sıcaklığı 25 derecenin altına düşmedi ki…
 
Kim ne derse desin, tu-rizm geçen yıldan  daha iyi gitti bölgede. Biz de kazandık, Yunanlılar da… Artık sezonu kapattık diyebi-liriz. İki taraf da iyice tenhalaştı. Hele Kos Adası’nda dükkanlar kapanmaya başladı bile.   
 
Kos bizim komşu kapısıdır. Son yıllarda ilişkiler iyice düzeldi. Sadece Kos değil, tüm Yunan Adaları’nda büyük ilgi görüyor Türkler. Esnaf bizimkileri sevgiyle kucaklıyor. Dükkânlar ve lokantalarda Türkçe bilen personel çalıştırıyorlar artık. Bu sevgi sebepsiz değil elbet. Bizimki-ler iyi para harcıyorlar adalarda. Ekonomik kriz komşuyu yola getirmişe benziyor ki, adaların en muteber müşterisi haline geldik. Öyle ya, lokantalar tüm masaların dolmasını değil, tek Türk masasının olmasını bekliyorlar. Bir Türk masası, tüm masalara bedel çünkü. Sofrayı donatmayı ve hesabı bonkörce ödemeyi iyi biliyor bizimkiler. 
 
Bodrum’da henüz elayak çekilmedi ama, Kos iyice tenhalaştı. Bu yüzden hergün giden gemilerde seferler,  haftada ikiye düştü. Asım kaptan teknesiyle yeni geçti karşıya. Dostlarımla gezdik adayı. Esnaf kahvesinde komşularla sohbet ettik. Çarşı, pazarı gezdik. Semt pazarını dolaştık. Fiyatlar öyle bizden pek farklı değil. Sadece lokantalar ucuz.  Bizdeki kadar çeşitli balık görmedik. Ama deniz ürünleri hayli bol. Ahtapot, sübye, karides, midyeyi her yerde kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Ahtapotu bizim gibi pişirmi-yorlar, önce güneşte kurutup, sonra ızgarasını yapıyorlar. Biraz sert oluyor ama çok lezzetli.   
 
Atina’dan gelen Yunanlılarla karşılaştık kahvede. Meraklı sorular sorduk karşılıklı. Kriz etkisini iyice göstermeye başlamış. Dar gelirliler çok zor durumdaymış. İşsizlik almış başını gitmiş. Buna rağmen, siyestadan (öğleden sonrası uykusu)vazgeçmemişler. Kendileriyle dalga geçiyorlar, (hâlâ akıllanmadık) diyorlar. Avrupa Birliği’nden memnun değiller, girdikten sonra düzenleri bozulmuş, ekonomi de, günlük yaşam da altüst  olmuş. Sakın girmeyin diye sıkı sıkı tembih ediyorlar. Girit’ten gelenlerle de konuştuk. Onlar öyle fazla şikayetçi değil. Adaları çok büyükmüş ve kendilerine rahatça yeti-yorlarmış. Ekonomik krizden en az etkilenen kesim, Girit’te yaşıyormuş. 
 
Dönüşte “her zaman bekleriz’’diyen komşulara “biz de bekleriz’’ çağrısında bulunduk. Aldığımız cevap hayli düşündürücüydü. 
 
-Bodrum çok pahalı. Oraya bizim paramız yetmez.’’ 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X