Su Gibi Aziz Ol…
Uludağ… Bursa’nın gölgesinde yükselen bu kadim dağ, sadece manzarasıyla değil, su kaynaklarıyla da şehrin kalbine hayat veriyor. Pek çoğumuz için su, musluktan akan berrak damlalar kadar sıradan bir varlık olabilir. Ancak, Uludağ’da su, yalnızca doğal bir kaynak değil; aynı zamanda ekonomik bir servettir !!..
Bu sebeple bu hafta siz kıymetli okuyucularımla Uludağ’ın kaynak değerleri(kendi doktora tezim olması sebebiyle de) üzerine konuşmak, “sizinle dertleşmek istiyorum.” Malum son aylardan bu yana, kent sakinleri olarak korkutucu bir “su kıtlığı” problemi ve “su kesintileri” ile karşı karşıyayız… Dilerseniz şehrimizin simgesi, kadim dağı, ruhu Uludağ’ın kaynak değerleri üzerinden bu konuyu açalım…
Kıymetli dostlar, insan ihtiyaçlarının dolaylı ve dolaysız olarak karşılanmasına elverişli her şey kaynak olarak nitelendirilebiliyor. Ekonomide kaynaklar emek, sermaye ve doğa olarak sınıflandırılırken; doğal kaynaklar ise fiziki çevrede bulunan canlı ve cansız varlıklar olup insan ihtiyaçları için kullanılabilir nesneler olarak kabul ediliyor. Üretimin gerçekleşmesi için tüm bu kaynaklar gerekli iken her birinin ekonomide yönetimi de farklılıklar arz ediyor. “Doğal Kaynakların Yönetimi” ise çok daha farklı özelliklere sahip bir durumda. Zira doğal kaynakların pek çok özelliği piyasa fiyatı ile açıklanabilirken, pek çok özelliği ise piyasa fiyatları ile açıklanamıyor ve kullanımında, tahsisinde, gelecek kuşaklara en az bugünkü kadar miktar ve kalitede bırakılmasında büyük sorunlar yaşanıyor. Doğal kaynaklar bir bölgeye (dağlar, ormanlar) bir ülkeye (akarsular) ve hatta tüm dünyaya (atmosfer) ait olabilir. Dolayısıyla gerek ülke gündeminde gerekse dünya gündeminde doğal kaynak yönetimi sorunları ortaya çıkıyor; bu sorunlar da bilinen adıyla “çevre sorunları” olarak tanımlanıyor.
Bu kapsamda, dünya genelinde dağlık alanlar da, ekosistem sürekliliği için kritik bölgeler olarak kabul ediliyor. Çeşitli dağlık alan ekosistemleri, enerji, su, gıda, barınak, tıbbi rezervler ve kültürel ekosistem hizmetleri gibi çok çeşitli ekosistem hizmetlerini destekliyor, insan ihtiyaçlarına kaynak olmaya devam ediyor. Düzenleyici işlevi ile karbon tutulumu ve hidrolojik döngünün sürekliliğinin sağlanmasında rol oynamaktadır. Ayrıca bu alanlar, Uludağ’da da olduğu gibi, kültürel ekosistem hizmetlerine katılmak için ziyarete gelen insanlarca gerçekleştirilen turizm vasıtasıyla gelir yaratılmasına imkân sağlıyorlar. Bu doğrultuda dağlık ekosistem alanlarının sürdürülebilir yönetim ilkelerinin ortaya konması ve bu doğal kaynaklarının korunup geliştirilmesi için çeşitli faydaların hesaplanma gerekliliği ortaya çıkıyor.
İşte şehrimizin simgesi Uludağ’da bir dağlık alan ekosistemi olarak böyle bir özellik gösteriyor. 12 762 ha.’lık alana sahip olan Uludağ Milli Parkı’ nın % 71’i orman, % 28’ i çayırlık ve kayalık alanlar, % 0,4’ ü açık alanlar, % 0,1’ i su ile kaplı alanlar, % 0,8’ i ise yerleşim alanları oluşturuyor. Ormanlık alanlar, makilik, turbalıklar, subalpin fundalıklar, alpin sarp kayalıklar ve açık alanlar gibi çok zengin bir habitat çeşitliliğini bünyesinde barındırıyor. Bitkisel çeşitlilik merkezi olarak Uludağ’da, 1320 bitki türü bulunuyor, bunlardan 33’ ü Uludağ, 138’ i Türkiye endemiği olmak üzere toplam 171 endemik tür bu ekosistemde varlığını sürdürüyor. Ayrıca Uludağ, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 3 türün, Avrupa ölçeğinde nesli tehlike altında olan 54 türün yaşam alanını oluşturuyor.
İşte bu yeşil cennetin en başta şehrimizin insanlarına sonrasında da tüm Marmara Bölgesi’ne sağladığı, bildiğimiz, bilmediğimiz, dolaylı ve direkt çokça da fayda bulunuyor.
Bu ekosistemden aldığımız faydaları kısaca 10 kategoride sınıflıyoruz. Tedarik edici faydalar; tarım faaliyeti kaynaklı bitkisel üretim ve hayvansal üretim, endüstriyel odun ve yakacak odun üretimi, hayvanların otlatılması, odun dışı orman ürünlerinden sağlanan fayda ve arıcılık faaliyetinden sağlanan fayda. Regüle edici yani düzenleyici dediğimiz faydalarda karbon tutulumu, biyoçeşitlilik faydaları ve sıcak gündemimiz olan “Su Kaynakları”ndan sağladığımız faydalar geliyor. Sosyo-ekonomik faydalarda da şehrimizin olmazsa olmazı turizm-rekreasyon faydaları geliyor. Dolayısıyla bu fayda kategorilerinin ayrı ayrı analiz edilmesi gerekiyor. En başta mevcut durumun ortaya konması sonrasında ise iktisadi “fayda/zarar” ların belirlenmesi gerekiyor. Kaynakların ekonomik değerinin ortaya konması ile bir yönetim önceliklendirmesi yapılması ise sonraki adım oluyor.
İşte burada karşımıza esas, yakıcı soru çıkıyor dostlar… Bu başlıkların en hayati, en önemli olanı hangisi/hangileri ?
Uzun emekler neticesi ortaya konulan kaynak ekonomik değerlerine bakalım…
Tablo 1: Uludağ Dağlık Alan Ekosistemi Ekonomik Kaynak Değerleri
|
Ekosistem Hizmet Kategorisi |
Ürün ya da Hizmet |
Toplam Ekonomik Değer-2020(TL) |
Toplam Ekonomik Değer-2020($) |
$/ha |
|
Tedarik edici |
Bitkisel ürün |
67 753 997 |
9 671 129,20 |
757,80 |
|
Tedarik edici |
Hayvansal ürün |
11 372 810 |
1 623 342,08 |
127,20 |
|
Tedarik edici |
Endüstriyel odun |
3 318 397,8 |
473 664,36 |
37,11 |
|
Tedarik edici |
Yakacak odun |
355 334,9 |
50 720,10 |
3,97 |
|
Tedarik edici |
Otlatma |
4 273 100 |
609 937,48 |
47,79 |
|
Tedarik edici |
Odun dışı orman ürünleri |
207 619 |
29 635,30 |
2,32 |
|
Tedarik edici |
Arıcılık |
214 000 |
30 546,11 |
2,39 |
|
Regüle edici |
Biyoçeşitlilik |
1 367 942 955,12 |
195 420 422,16 |
15 312,68 |
|
Regüle edici |
Karbon tutulumu |
608 007 204 |
86 858 172 |
6 806 |
|
Regüle edici |
Su kaynakları |
13 136 250 244,32 |
1 876 607 177,76 |
147 046,48 |
|
Sosyo-ekonomik |
Turizm-rekreasyon |
390 065 827,33 |
55.677.556,78 |
4 362,76 |
|
Genel Toplam |
15 589 761 489,47 |
2 227 052 303,33 |
174 506,52 |
Kaynak: Uzel, 2022
(2020 yılı Döviz Kuru: 7,01$)
Elde edilen sonuçları sıralayalım dostlar. Uludağ ekosisteminin en büyük faydayı sağlayan hizmet parametresi görüldüğü üzere “Su Kaynakları…” Yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ekonomik değere sahip… Sonrasında ise 195 milyon dolarlık değeri ile biyoçeşitlilik parametresi geliyor.
Burada Bursa’da da sıkça tartışılan bir noktaya değinelim. Zira yönetsel karar alıcılar arasında “Turizm mi yoksa doğal, çevresel kaynaklar mı daha önemli ?” sorusu sıkça tartışılıyor…
“Araştırma sonucu elde edilen turizm-rekreasyon ekonomik değeri 55 milyon dolar düzeyinde. Su Kaynakları ve biyoçeşitlilik toplam değeri ise 2 milyar doların üzerinde…”
Bu elde edilen değerler Bursa’nın ve hepimizin kaynaklarını paylaştığı “Uludağ’ın kent yönetimi için “KAYNAK OPTİMİZASYONU” meselesine dair güçlü bir cevaptır diye düşünüyorum… Hele ki “su kıtlığı” çektiğimiz bugünlerde… Zira 2020 yılına gelinmeden su kaynaklarında yetersizlikler başlayacağı bürokrasiden, siyaset kurumuna kadar “görüş ayırmadan” tüm karar vericilere de defaatle söylenir durumdaydı…

Kaynak: Uludağ Dağ Ekosisteminin Kaynak Ekonomisi Açısından İncelenmesi (Uzel, 2022).
Çevresel kaynakların kullanımı ve kullanım eşiklerinde ne kadar hassas olmamız gerektiğine dair bir çarpıcı bir sonuç… Zira doğal kaynakların kullanım eşiklerine dair politikalar geliştirmeyip, sınırsız kullanıma açarak devam edildiği takdirde gelecekte Bursa özelinde ve dünyada üzerinde yaşayabileceğimiz ikinci bir kaya parçası bulamayabiliriz…
Dolayısıyla bu kadim dağa ve bu dağın ruhuna karşı saygılı ve hassas davranmamız zaruriyeti ortadadır…
“Neler yapabiliriz sorusu ise bir sonraki dertleşmemizin konusu…”
“Doğal kaynaklara yaslanarak büyüyebilecek bir ülke olmadığımızın bilincinin yerleşmesi dileğiyle…”

Şekil 1. Uludağ Dağlık Alan Ekosistemi hizmet parametrelerinin oransal dağılımı
Suya Götürüp Susuz Getirmediğimiz Bir Geleceğe…
Yeşil Bursa’yla kalın…

Flipboard