Gelişmeler gösteriyor ki, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz’in, ABD Doları’nın değerini düşürme tehdidi Beyaz Saray’da paniğe yol açtı.

Başkan Obama ve ekibi büyük bir hızla Riyad’a bir çıkarma planı hazırladı.

Bu plana göre önce Savunma Bakanı Ashton Carter soluğu Riyad’da aldı.

Carter, Suudi Arabistan İkinci Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Bin Selman bin Abdülaziz’le bir araya geldi.

Hemen ardından Dışişleri Bakanı John Kerry Kahire’den Riyad’a geçti.

Tam o sırada ABD Başkanı Barack Obama’nın uçağı da Suudi Arabistan’ın başkentine indi.

Çıkarma planı hiçbir aksaklık olmadan tamamlandı.

Olayın öyküsü neydi?

Washington’da, 11 Eylül saldırısında Suudilerin parmağı olduğunu öne süren ve ölenlerin yakınlarına Riyad’a karşı ABD’de dava açma hakkı getiren bir yasa tasarısı hazırlanmış ve Kongre’ye sunulmuştu.

Kral Selman Washington’da tasarıya karşı bir yandan lobi faaliyeti başlatırken, diğer yandan da Obama’yı baskı altına aldı.

Kral’ın elindeki kart, 750 milyar dolar değerindeki FED tahvilleriydi ve piyasalara sürmesi halinde doların değerini düşürebilirdi.

Obama, yola çıkmadan önce yasayı veto edeceğini belirterek Kral’ın gönlünü almaya çalıştı; Riyad’da da yüz yüze görüşmede bunun garantisini verdi.

Başkan’ın veto gerekçesi olarak savunduğu tez de ilginçti:

“Eğer ABD’de bireyler, diğer devletlere rutin bir şekilde dava açabilme olanağına kavuşursa, ABD’nin de diğer ülkelerde bireyler tarafından mahkemeye verilme sürecini başlatmış oluruz.”

Obama’nın sözleri etkileyiciydi.

Yasa tasarısı Cumhuriyetçiler tarafından hazırlanmış ve Kongre’ye sunulmuştu. Ama tasarının gözden geçirilmesini ilk isteyenler de onlar oldu.

Bu durumda, “Terörizm Sponsorlarına Karşı Adalet” adı verilen tasarı Obama’nın vetosundan önce Cumhuriyetçiler tarafından Kongre’den geri çekilebilirdi.

Suudilerle Washington arasındaki kritik sorun çözüme kavuşunca İran’la yapılan nükleer anlaşma, enerji sorunları, Suriye, Esad, Yemen, İsrail, Golan Tepeleri, Filistin gibi konulara sıra gelecekti.

Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi bugün toplanmıyor muydu? Obama o zirveye de katılmayacak mıydı?

 

İsrail’den “hoş geldin” baskını

 

Tam da Obama Suudi Arabistan’dayken İsrail askerleri Kudüs’ün doğusuna baskın düzenledi.

Netanyahu, ne yapmak istiyordu?

Çok açıktı: Kudüs, İsrail’indir diyordu. Golan Tepeleri için dediği gibi…

İsrail’in ordu birlikleri gece düzenledikleri baskında, evlerde arama yaptı, araçlara el koydu, Filistin bayraklarını, Filistin’i çağrıştıran sembolleri topladı, onlarca insanı gözaltına aldı.

Filistinliler kendi kentlerinde tutsak yerine konuluyordu.

Ve dünya bu durumu uzun yıllardan bu yana sadece seyrediyordu.