ABD ve koalisyon, aradan 7 yıl geçtikten sonra Suriye’de ateşkes istedi. Niye daha önce istemedi de, şimdi istedi?

Destekledikleri terör örgütlerinin Suriye ordusuyla çarpışacak gücü kalmadı çünkü. Örnekse Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki durum: Ceyş-el İslam ve Tahrir el Şam (Yani El Nusra) bittik artık diyorlar ve yardım istiyorlar.

Oysa Rusya, yasadışı gruplara silahlarını bırakma ve yasal zemine çekilme koşuluyla bir şans tanımıştı.

Ama onlar Rusya’yı dinlemediler; ABD ve koalisyon ülkelerinin çizdiği yolu izlediler. Ve sivilleri kalkan yaparak Suriye ordusuyla tükenene kadar çarpışmayı sürdürdüler.

Ancak şimdi, ABD ve koalisyondaki ülkeler Suriye’nin genelinde 30 günlük ateşkes ilan edilmesini sağlamak için neredeyse Moskova’ya yalvaracaklar.

İlginç olan şu ki, Doğu Guta’nın da ötesinde, artık tüm ülkede ateşkes istiyorlar.

Hele şükür. Nihayet ayaklar suya eriyor.

*

Esad karşıtlarını destekleyen ABD, İngiltere ve Fransa bugüne değin hep kendi bildikleri yoldan giderken bu kez Almanya’yı da devreye sokuyorlar.

BM de işin içinde ama Genel Sekreter Guterres tamamen Batı’nın adamı olarak ünlendiği için koalisyon, Almanya’nın ağırlığından da, yani Merkel’in Putin üzerindeki etkisinden de yararlanma gereğini duyuyor.

Güvenlik Konseyi’ni, Suriye’de ateşkes için toplantıya çağıran karar tasarısını da dikkati çekmeyen iki ülkeye İsveç ve Kuveyt’e hazırlatıyorlar.

*

Medyasız olmaz tabii, o da Batı’nın elinde bir silah haline geliyor: Rusya ve Suriye Doğu Guta’yı cehenneme çevirmişler.

İyi de terör örgütleri ne yapmış?

Guta’da hâlâ oldukça fazla sayıda terörist olduğu ileri sürülüyor.

ABD ve koalisyonun ateşkesten asıl amacı o teröristleri Guta’dan sağ salim çıkarmak olabilir mi? Vallahi olabilir.

*

Washington’ın gözünü karartmış bir hali var. BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley bakın ne demiş:

“Esad’a karşı askeri çözüm ihtimal dışı değil.”

Bunu söylemiş ama arkasından şunu da eklemiş: “Kimyasal silah kullanması durumunda…”

Peki, bu nasıl anlaşılır?

Diyelim, El Nusra kimyasal silah kullandı ama suçu Suriye’nin üzerine attı. ABD ve koalisyon da buna dayanarak Şam’ı bombaladı.

Olamaz mı yani?

*

Bugüne kadar böyle olmuştu. Hatta bir keresinde ünlü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Pentagon’un yalanını yakalamıştı da herkes hayretler içinde kalmıştı.

Olay tarihe “Han Şeyhun yalanı” olarak kaydedilmişti. Pentagon’dan çıt çıkmamıştı.

Çünkü Seymour Hersh, ABD ordusunun Vietnam’daki My Lai katliamını, Irak’taki Ebu Gureyb işkencelerini açığa çıkaran Pulitzer ödüllü bir gazeteciydi.
 

BM’deki tasarıda terör örgütleri kapsam dışında
 

Suriye’de 30 günlük ateşkes çağrısını içeren BM Güvenlik Kurulu tasarısı’nda IŞİD ve El Nusra Cephesi dahil, El Kaide’yle bağlantılı gruplar kapsam dışında bırakıldı. Böylece terör örgütlerinin ateşkesten yararlanmasının önüne geçilmiş olacak. Tasarıda ayrıca ateşkesin BMGK’nın onayından 72 saat sonra uygulamaya girmesi öngörülüyor. Tasarı metninde, “Amaç yaşamları kurtarmaktır. BM konvoyları ve tahliye ekipleri Doğu Guta’ya gitmeye hazırdır. Sorumluluk üstlenmenin zamanıdır” ifadesine yer verildi.