Orlando saldırısı, ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin müstakbel başkan adayı Donald Trump’ın elini güçlendirdi mi?
Bu soru saldırıdan daha önce şöyle gündeme getirilmişti:
“İslamcılar ABD’de bir saldırı düzenlerse ne olur? Acaba dengeler değişir mi?”
Dengeler Demokrat Parti’nin müstakbel başkan adayı Hillary Clinton’dan yana görünüyor olmalıydı ki, Trump’ın şansının, ancak, İslami bir terör saldırısıyla yükseleceğine ilişkin tahminler yapılıyordu.
*
Ve fazla sürmedi… IŞİD sempatizanı Afgan kökenli Müslüman bir gencin gerçekleştirdiği katliam sayesinde Trump, başkanlık yarışında arayıp da bulamayacağı büyük bir fırsatı yakalamış oldu.
Trump, sıcağı sıcağına yaptığı ilk açıklamada neredeyse sevincinden uçacak gibiydi:
“Radikal İslamcı terör konusunda haklı çıktığım için Amerikalılar beni tebrik ediyorlar. Tebrikleri memnuniyetle kabul ediyorum.”
*
Cumhuriyetçi başkan adayı, aynı açıklamada, ABD’deki Müslüman göçmenlere karşı yaklaşım konusunda “katı tutum alınmasını” öneriyordu: “Müslümanlara karşı katı olacaksınız, akıllı davranacaksınız, uyanık bulunacaksınız!”
Müslümanlara karşı nasıl katı tutum alınabilir?
Trump, bu soruyu, geçen gün katıldığı bir televizyon programında, çok sıradan bir konuya değinir gibi, şöyle açıkladı:
“ABD’de polisin şüphelileri ten rengine, dinine, milliyetine ya da etnik kökenlerine göre sınıflandırması yöntemi üzerinde düşünülmesi gerekir.”
“Evet, bu bir fişlemedir. Bu konsepti beğenmiyorum ama sağlıklı düşünmeliyiz.”
“Fişleme konusunda kafa yormak ve bu konuya ciddi bir şekilde eğilmek zorundayız. Diğer ülkeler, örneğin, İsrail de bu yöntemi kullanıyor.”
*
Donald Trump’ın bu söyledikleri kimseye saçmalık gibi gelmemeli.
Tüm bunlar, Cumhuriyetçi adaydaki faşizan eğilimin belirtisi olarak değerlendirilmeli.
Aslında ABD demokrasisi büyük bir sınavla karşı karşıya…
Cumhuriyetçi Parti içinde bulunan Trump karşıtları bir ay sonra yapılacak kongrede adayı değiştirmenin yollarını arıyorlar. Trump’ın yerine farklı bir ismin seçilmesi mümkün.
Cumhuriyetçi Parti’ye finansal destek veren büyük şirketlerin ve en son Apple’ın sponsorluktan vazgeçmesi de iyiye işaret.
“Söyledikleri Amerika’nın kuruluş felsefesine aykırı”
Washington Din Hizmetleri Müşaviri ve Amerika Diyanet Merkezi’nin Başkanı Yaşar Çolak, Donald Trump’ın Müslümanlara yönelik görüşlerinin ABD’nin kuruluş felsefesine aykırı olduğunu söyledi.
Amerika’nın Sesi’nden Mehmet Toroğlu’nun haberine göre Yaşar Çolak, Trump’ın söyleminin terör örgütlerince çok rahat kötüye kullanılabileceğini belirtti. Çolak, Müslümanların Amerika’ya girişinin engellenmesinin de yanlış bir teşebbüs olduğunu savunurken şöyle konuştu:
“Öyle bir siyaset doğru bir siyaset olamaz. Bu ülkede 7 milyon Müslüman yaşıyor ve bu ülke göçmenlerden oluşuyor. 7 milyon Müslüman’ı ne yapacaksınız yani? Onları entegre etmeniz, varlığını kabul etmeniz ve bu ülkeye hizmet edecek bir kıvama getirmeniz gerek.”