Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Batı’nın Rusya’yla oyunu ve dünyanın geleceği

Moskova’ya bir darbe de Moody’s’den geldi.
Demek oluyor ki, ABD ve AB genişletilmiş yaptırımlardan da beklenen sonucu alamadı.
Hiç etkisi olmamıştır denilemez yaptırımların ama Putin’i sarsacak kadar değildi herhalde.
***
AB-Rusya arasındaki yaptırım savaşı, birbirine yakın iki kuvvetin bilek güreşini andırıyor. Bir o tarafa, bir bu tarafa…
Rusya’nın yaptırımları da, zaten zor durumda olan Avrupa’yı iyiden iyiye köşeye sıkıştırıyor.
Putin’i Ukrayna politikasında pes ettirebilmek için son çare petrol fiyatları mı yoksa?
***
Batılıların hesabı şöyle: Moskova’nın gelecek yıl devlet harcamalarını karşılayabilmek için varil başına en az 100 dolarlık petrol fiyatına ihtiyacı var.
Ukrayna’nın doğusundaki savaşın masrafı ve ilhak edilen Kırım’ın güçlendirilmesi Rusya’ya ağır geliyor.
Aynı zamanda petrol gelirleri de azalıyor. Şu günlerde varil başına 85 doların altındaki fiyatla Moskova’nın giderlerinin karşılanmasının mümkün olamayacağı tahmin ediliyor.
***
Batılılar, Rus liderin, petrol fiyatlarındaki düşüşün ülkesi için ne kadar tehlikeli olduğunu bilmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Ve tarihten bir anımsatma yapıyorlar: Rusya Devlet Başkanı Putin’in KGB ajanı olduğu dönemde, 80’li yılların ortasında, Suudi Arabistan petrol üretimini öylesini artırmıştı ki, fiyatlar dibe vurmuştu.
Bir kaç yıl sonra da SSCB parçalanmış ve dağılmıştı. (Süddeutsche Zeitung/DW)
***
Petrol fiyatlarındaki düşüşün nedeni tüketimin azalması… Tüketim niçin azalıyor? Küresel ekonomide işler iyi gitmiyor.
Bu durumda… Ancak üretimin kısılması halinde petrol fiyatlarının 100 doların üzerinde tutulabileceğini belirtiyor uzmanlar.
İyi de bunu önce Suudi Arabistan’a anlatmak gerek. Çünkü Riyad, 80’li yıllarda yaptığı gibi Moskova’ya yeni bir kabus yaşatmak üzere. Gerekçesi de, yüksek fiyatta pazar payını kaybetme endişesi…
***
Peki, Rusya’nın kredi notunu negatife çeviren Moody’s’in gerekçeleri neler? Petrol fiyatlarındaki düşüş, uluslararası yaptırımlar ve dolayısıyla ülkeden sermaye çıkışı ve de tüm bu nedenlerle orta vadeli büyüme beklentilerinin baskı altında kalması…
Kısacası, Rusya’nın ekonomisindeki dengeler yapay müdahalelerle alt üst ediliyor.
***
Yalnız Putin’in, Gorbaçov’a benzer bir yanı yok.
Hele, Yeltsin’e hiç benzemiyor.
Küresel koşullar da 80’li yıllardan çok farklı.
***
Bakalım, sonuç ne olacak?
Krizlerin çözümünün ardından dünya yeniden nasıl şekillenecek?
Ve kim gidecek, kim kalacak?
 

Avrupa’daki çatlak

 

Rusya’ya yönelik yaptırımlara Avrupa içinde de muhalefet var.

Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti karşı çıkıyor.

Polonya ise dönüş içinde: Yeni Başbakan Ewa Kopacz Ukrayna’da uzlaşmazlık konusundaki hedeflerin ulaşılmaz olduğunu savunuyor.

İtalyan Parlamentosu’ndaki Kuzey Ligi partisi de Rusya’ya uygulanan yaptırımları “saçmalık” olarak niteliyor. Kuzey Ligi ayrıca parlamentoda partiler arası “Putin Dostları” grubunun kuruluşuna öncülük ediyor.

Alman tarihçi Peter Brand ise Avrupa’nın Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerini düzenlerken hatalı davrandığını ileri sürüyor.

Brand, Ukrayna’nın AB ile Avrasya Birliği arasında köprü olma şansı varken bunun değerlendirilmediğini, ayrıca Putin’in önerilerine de yanıt verilmediğini savunuyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X