Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili beklenen açıklamasını nihayet yaptı.
Buna göre Suudi gazeteci Kaşıkçı, planlanmış bir cinayete kurban gitmemiş, konsolosluktaki kavgada kim vurduya gitmiş.
Açıklamayı yapan Suudi Arabistan Başsavcılığı, Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda bir takım kişilerle buluştuğunu, aralarında tartışma yaşandığını, sonra kavga çıktığını, yumruklaştıklarını, ölüm olayının da bu şekilde gerçekleştiğini iddia ediyor.
Bu açıklamaya paralel olarak devlet televizyonlarında Suudi istihbaratının üst düzey yöneticilerine işten el çektirildiğine, 18 kişinin gözaltına alındığına, Veliaht Prens Selman’ın üst düzeydeki önemli bir danışmanı sayılan Suud el Kahtani’nin görevine son verildiğine ilişkin haberler yayınlanıyor.
Riyad’a göre, Başsavcılığın açıklamasıyla birlikte üst düzeydeki değişiklik ve gözaltıların ardından Cemal Kaşıkçı dosyasının kapanması gerekir.
*
Anlaşılan o ki, Suudi yönetimi dünyanın bu açıklamaya inanmasını ve tatmin olmasını istiyor. Başsavcılık açıklamasında belirtildiği gibi, “Cemal Kaşıkçı ölmüştür. Ruhu şâd olsun!”
Ancak, Suudiler için normal olan Kaşıkçı operasyonu, dünya için normal değil: Kurban seçilen kişiyi İstanbul’daki konsolosluğa yönlendir, orada öldür, cesedi dışarıda gömdür ve yaşam hiçbir şey olmamış gibi devam etsin…
Buna hiçbir ülke göz yumamaz. Bu, Suudilerin “kamuoyunu aptal yerine koyması” anlamına gelir.
*
ABD Başkanı Donald Trump, “Suudilerin açıklamasını inandırıcı buldum. Büyük bir ilk adım attılar” gibi laflarla sadece kendini kandırabilir.
Yoksa gerçek Amerika, gerçekleri öğrenmek isteyen Amerika’dır, onun halkıdır.
“Kaşıkçı’yla ilgili yeni Suudi anlatısının [masalının], durumu gerçekte olduğundan daha küçük göstermek için yapıldığından kuşkulanıyorum.”
“Önce Kaşıkçı’nın arka kapıyı kullanarak konsolosluktan ayrıldığını söylediler, şimdi de bir arbede yaşandığını ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’dan habersiz olarak konsoloslukta öldüğünü söylüyorlar. Bu son açıklamayı güvenilir bulmak çok zor.”
Peki, bunları söyleyen kim? Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörlerinden ve Trump’ın parti arkadaşı Lindsey Graham.
*
Hemen arkasından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Hızlı, kapsamlı ve şeffaf soruşturma” çağrısı geliyor. Genel Sekreter, Riyad’ın açıklamasından önce de benzer bir çağrıda bulunmuştu. Muhtemelen BM Güvenlik Konseyi’ni harekete geçirmeye çabalıyor.
Ve AB devreye giriyor: Avrupa Parlamentosu’nun Başkanı Antonio Tajani ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, uluslararası soruşturma istiyorlar. Tajani’nin sosyal medya paylaşımındaki mesajı şöyle: “Acilen, Cemal Kaşıkçı’nın ölümüne ilişkin kanıtların incelenmesini sağlayacak titiz bir soruşturma başlatılmalıdır.”
*
En sert tepkilerse Almanya’dan geliyor: Hür Demokratlar, Yeşiller, Sosyal Demokratlar, Sol Parti, hepsi birden Suudi Arabistan’a yükleniyorlar.
Ortak talepleri Almanya’nın Suudilere silah satışını durdurması, Kaşıkçı olayının baş sorumlusu olarak görülen Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulanması…
*
Bu durumda köşeye sıkışan sadece Riyad yönetimi olmayacak. Kral Abdülaziz ve Veliaht Prens Selman’la birlikte ABD Başkanı Trump ve damadı Jared Kushner de sıkıntıya girecek.
Trump, şu anda Riyad’a destek veren tek lider konumunda.
Kushner’in de Veliaht Prens’le arası sıkı fıkı.