İstek Pentagon’dan geldi.

Başkan Donald Trump komutanlar ne dediyse imzaladı.

Ve Türkiye’nin tüm itirazlarına karşın Washington PYD/YPG’nin ağır silahlarla donatılmasına karar verdi. Az buz da değildi, aralarında tank bile vardı.

*

Ankara tepkiliydi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemini vurgularken, Irak’ta yapılan hataları anımsatarak Washington’ı uyarma gereği duydu.

Ne var ki, ABD bildiğini okuyacaktı. Ama zaten geçmişte de öyle olmuyor muydu? Kuzey Irak projesi öyle gerçekleşmemiş miydi?

*

Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Corker, Türkiye’yle ABD’nin çıkarlarının şu aşamada aynı olmadığını belirtirken, “Bir süre sıkıntı yaşanabileceğini” söyledi.

O bir sürelik sıkıntı döneminde “Kuzey Suriye” projesi gündeme getirilir, belki sindirimi de sağlanabilirdi.

*

Ama galiba Suriye denildiğinde ABD’nin sorunu sadece “Kuzey Suriye” değildi. Suriye’nin bütünüydü. Ve gündemde olmayan gelişmeler birdenbire ortalığa dökülmeye başlıyordu.

Örneğin, Ürdün hükümeti sınırları savunmak amacıyla gerekirse Suriye’ye asker göndereceklerini açıklıyordu.

Ortadoğu medyasında yer alan haberlerde de Ürdün’ün, ABD ve İngiltere’yle birlikte Suriye’nin güneyinde güvenli bölge oluşturmak amacıyla hazırlık yaptığı ileri sürülüyordu.

*

Daha önemlisi Pentagon’un Ürdün-Suriye sınırına yüzlerce tank ve zırhlı araç konuşlandırdığına ilişkin haberlerdi. ABD bu durumu “tatbikat” olarak açıklıyordu ama kuşkular Şam’a yönelik muhtemel bir operasyon üzerinde yoğunlaşıyordu.

ABD’nin yanı sıra İngiltere de 2 bini aşkın asker ve savaş teçhizatıyla bölgeye yerleşiyordu.

*

Üstüne üstlük Washington NATO’dan Suriye ve Irak’a askeri güç göndermesini istiyordu. NATO’dan bu konuda henüz bir ses çıkmamıştı. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Shafer, ABD’nin talebinin NATO’da incelenmekte olduğunu belirtiyordu.

*

Dikkat! Tüm bu haberler Rusya, Türkiye ve İran’ın garantörlüğünde uygulanacak, “çatışmasızlık bölgesi” planının ardından geldi.

Anlaşılıyor ki, Avrupa, ABD ve İsrail bu plana açıkça karşı çıkamamış olsalar da, uygulanmasını önlemeye çalışacaklar.

 

Trump, Lavrov’a ne söyledi?

 

ABD Başkanı Donald Trump dün Beyaz Saray’da kabul ettiği Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la Suriye’yi görüştü.

Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre Başkan Trump, Lavrov’dan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad başta olmak üzere İran’ı ve İran’ın taşeron olarak kullandığı grupları “dizginlemesini” istedi.

Lavrov’sa Trump’la Suriye’deki “çatışmasızlık bölgeleri”ne odaklandıklarını ve bu konuda görüş alışverişinde bulunduklarını söylemekle yetindi.