ABD Başkanı Barack Obama cuma günü bir kez daha “İsrail’in kendini savunma hakkına” destek verdi.
Bu kaçıncıydı? Galiba üçüncü ya da dördüncü oluyordu. Netanyahu ile telefonda konuşurken aynı desteği yineleme durumu doğmuştu demek ki. Yalnız bu kez sivillerin ölümünden derin endişe duyduğunu belirterek, kayıpların “en düşük düzeye” indirilmesini istedi.
İlginç! ABD Başkanı, hiç ölüm olmasın diyemiyor, en aza indirilmesini istiyor.
Neyse, bunu geçelim…
x
Obama, İsrail’e desteğini yenileme ihtiyacını niçin duymuştu?
Şimdi bu noktada sahne değişikliği yapalım ve BM Güvenlik Konseyi toplantı salonunda Çin’in Daimi Temsilcisi Liu Jieyi’ye kulak verelim:
Çin temsilcisi ilkin taraflara “derhal ateşkes” çağrısı yaptı. Hemen ardından İsrail’i, uluslararası toplumun daha önceki çağrısını dikkate almayıp Gazze’ye saldırmakla, can kayıplarına yol açmakla suçladı. Yetmedi, İsrail’e “Güçlü olan taraf sensin. Barış görüşmelerinin yeniden başlatılması için gerekli koşulları sen yaratmalısın” diye seslendi.
Bu da yetmedi, “Gazze’den ordunu çek, ablukayı kaldır, BM ve diğer insani kuruluşların bölgeye girmesine izin ver” dedi.
Son olarak şunu ekledi: “Çin, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu, tam egemenliğe sahip bağımsız Filistin devletinin kurulmasını ve BM gibi uluslararası örgütlere katılımını destekliyor.”
X
İşte, Obama’nın İsrail’e desteğini bir kez daha yinelemesi BMGK’da Çin’in bu çıkışından sonra geldi. Anlaşılan Liu Jieyi’nin sert eleştirisi İsrail’i hem şaşırttı, hem kızdırdı.
Obama yönetimi, olasıdır ki, Netanyahu’ya yalnız olmadığını, yeni bir açıklamayla, bir kez daha hissettirmek istedi.
Ve ilginçtir salt ABD’nin desteğiyle yetinilmedi, Almanya da devreye sokuldu. Merkel, futbol takımı tutar gibi “Biz İsrail’in tarafındayız” dedi. Dışişleri Bakanı Steinmeier’ın Ortadoğu’daki barış çabaları da böylece boşa çıkmış oldu.
X
İsrail, gerçekte, Ortadoğu’da bağımsız bir devlet değil. Her yönden ABD ve Avrupa’ya bağımlı bir devlet… Hatta devlet demek de pek doğru sayılmaz; daha çok Batı’nın bölgesel çıkarlarını koruyan ileri bir karakol…
Öyle olduğu için de İsrail’in Filistin halkına yönelik acımasız saldırılarının adı “savunma hakkının kullanılması” oluyor.
X
Bu aşamada önemli olan Çin’in çıkışıydı.
Ortadoğu’da milyarlarca dolarlık yatırımların sahibi bir ülke Çin…
İsrail’le karşı karşıya gelmesi, dolayısıyla Batılılarla çarpışması, kaçınılmaz olabilir.
Telafer’de de vahşet var, unutulmasın!
Irak’taki Türkmenler üzgün… Türkiye’de Filistinlilerin acılarına verilen tepkinin Telafer’deki Türkmenlerin yaşadıklarına verilmediğini düşünüyorlar. Irak Türkmen Cephesi Türkiye Eski Temsilcisi Ahmet Muratlı IŞİD’in yaptıklarının görmezden gelindiğini iddia ederek “Telafer’de, Gazze’de bir günde yaşanan ölümlerden fazlası yaşanıyor ama bu vahşet Türkiye’de algılanmıyor” dedi.
Ahmet Muratlı, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada Musul’daki rehine krizine de değindi. Muratlı’ya göre rehine krizi, 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kentinde Türk askerlerinin başına Amerikan askerleri tarafından çuval geçirilme olayına benziyor. Ama Türkiye o zaman ABD’ye gösterdiği tepkiyi bugün IŞİD’e göstermiyor.