Çin’den biri Suriye, diğeri Venezuela üzerine iki öneri geldi. 

Pekin yönetimi, Astana sürecine de destek vererek BM’nin Suriye’deki siyasi süreci hızlandırması çağrısında bulundu. 

Venezuela için de BM Güvenlik Konseyi’nde “dış müdahale karşıtı” sert bir çıkış yaptı. Pekin, Venezuela’nın iç işlerine Venezuela halkının karar vereceğini vurguladı.

Çin’in BM’deki temsilcisi Wu Haitao, Pekin yönetiminin görüşünü açıklarken şunları söyledi:

“Çin’in Güvenlik Konseyi’nde Venezuela sorununa ilişkin konular üzerindeki tutumu BM tüzüğünün ruhu ve uluslararası ilişkilerin temel ilkelerinin savunulması, sorunun barışçıl yolla çözülmesinin hızlandırılması ve Güney Amerika’da uzun vadeli barış, istikrar ve kalkınmanın korunması üzerinedir. Dış güçler Venezuela’nın iç işlerine karışmamalıdır.”

*

Çin’in bu çıkışlarının hemen ardından Kanada, elinde rehin tuttuğu Huawei’in sahibinin kızını ABD’ye teslim etme kararı aldı. Tabii bu karar zamanlaması açısından çok anlamlıydı.

Kanada Adalet Bakanlığı Meng Wanzhou’nun iadesi için yeterli kanıt bulunduğunu ileri sürdü.

Meng, Kanada’nın Vancouver kentinde uçak değiştirirken ABD’nin isteği üzerine tutuklanmıştı. Meng’e yönelik suçlama İran yaptırımlarını delmekti.

Oysa ABD’nin İran yaptırımlarını en başta Avrupa deliyor, Washington da hiç ses çıkarmıyordu.

*

Sonra, birdenbire bir haber dolaşıma sokuldu. Haber, Kanada’daki bir yolsuzluk skandalını anlatıyordu.
Kanada’nın sektörde dünya liderleri arasında olan inşaat ve mühendislik şirketi SNC Lavalin Kaddafi döneminde Libya’da rüşvet dağıtmakla suçlanıyordu. Olayla ilgili soruşturma devam ederse Lavalin iflas bayrağını çekebilirdi.
İşte o zaman devreye Başbakan Justin Trudeau girdi. Trudeau, Adalet Bakanı ve Başsavcı Jody Wilson-Raybould’a soruşturmayı kapatması için baskı yapmaya başladı. 

*

Skandal da o zaman patladı. Adalet Bakanı içinde bulunduğu durumu Kanada kamuoyuna açıklayınca, Başbakan’ın istifası istendi, giderek istifa çağrıları yoğunluk kazandı. 

Ve anketler iktidardaki Liberal Parti’nin düşüşe, muhalefetteki Muhafazakar Parti’ninse yükselişe geçtiğini göstermeye başladı.

Belli ki, ABD’yle Çin arasında müthiş bir savaşım var. Kanada, ABD’nin aklına uyarak kendi kendini zor duruma düşürmüşe benziyor.

Trudeau rüşvetle suçlanmıyor. Ama o çok daha kötüsünü yapıyor, bir davaya müdahale ediyor. Başsavcılığın bağımsızlığını hiçe sayıyor.

*

Komik olansa şu: Trudeau, ABD’nin talebiyle Huawei’in yetkilisi Meng Wanzhou Kanada’da gözaltına alındığında Çin’i yatıştırmak isterken “Merak etmeyin Kanada yargısı bağımsızdır” diyordu.