Askeri tatbikatlar, düşmanların adı anılmasa da, birer savaş provasıdır. 

Özellikle ABD’nin, NATO’nun, Rusya’nın ve Çin’in yaptığı tatbikatlar her zaman yeni bir dünya savaşına hazırlığın işaretlerini yansıtır.

Tıpkı eylül ayında Rusya ve Çin’in, ekim ayında da ABD ve NATO’nun gerçekleştirdiği devasa tatbikatlarda olduğu gibi…

Özellikle Rusya’daki tatbikat, Soğuk Savaş’tan bu yana düzenlenen en büyük tatbikat olarak gösterildi.

Sibirya’dan Rusya’nın uzak doğusuna uzanan tatbikata 300 bin asker katıldı. Yanı sıra 36 bin tank ve zırhlı araç taşıyıcısı ve 1000’den fazla uçak savaş provasında yer aldı.

Tabii bu tatbikat karşılıksız kalmayacaktı. Bir ay sonra bu kez ABD ve NATO  Norveç’te 50 bin asker, 250 uçak, 65 gemi ve 10 bin araçla Kuzey Avrupa’dan  Rusya’yı hedefe koydu.

İsveç, Norveç ve Finlandiya’dan, Kuzey Denizi kıyılarından Rusya’ya saldıracaktı Batılıların NATO’su.

Oysa Rusya ve Çin, ortak tatbikatı ABD’ye yakın bir bölgede ya da Kuzey Avrupa sınırlarında yapmamıştı.

Ama 29 ülkeden oluşan NATO gücü, Rusya’nın topraklarına yakın bölgelerdeki savaş oyunlarıyla Kuzey Avrupa’yı da ateşe atmanın provasını yapıyor sanki. Üstelik Finlandiya ve İsveç NATO ittifakının üyeleri de değiller.

Ne var ki, riske girmeyi kendileri kabul ediyor. Dolayısıyla kendi bilecekleri bir iş.

Ancak risk çok büyük. ABD Başkanı Donald Trump’ın, ülkesini, 1987’de imzalanan Orta Menzilli Nükleer Güçler (INF) anlaşmasından çekmeyi göze alması halinde nükleer silahlanma yarışının yeniden başlaması kaçınılmaz olacak.

 

Trump’ın ticaret savaşı Japonya ve Çin’i barıştırdı

 

Ekonomik yarışta Japonya ve Çin’e Asya’nın ezeli rakipleri deniyordu. Ne ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikaları sayesinde  iki ülke şimdi dost oldu.

Japonya Başbakanı Şinzo Abe yedi yıl aradan sonra Pekin’i ziyarete gitti. Abe, hem Çin Başbakanı Li Kıçiang, hem de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’le ayrı ayrı görüşmeler yaptı. Abe, Çin’le aralarında yeni bir dönemin başladığını belirtirken “rekabetten işbirliğine” geçiş yapmak istediklerini söyledi.

Abe’nin “sağ muhafazakâr” politikaları ve 2. Dünya Savaşı’ndaki Japon işgali konusundaki tutumu nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gergindi.

Yanı sıra bu gerginlik, Doğu Çin Denizi’ndeki adalar üzerinde ileri sürülen egemenlik hakları nedeniyle de tırmanış içindeydi.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın her iki ülkeye birden ticaret savaşı açması ezeli rekabeti yakınlaşmaya çevirdi.

Trump, Japonya’dan da daha fazla Amerikan malı ithal etmesini istiyor ve bunun için Başbakan Abe’ye baskı yapıyordu. (Kaynak: DW)