ABD Başkanı Donald Trump’a destek, Gallup’un araştırmasına göre, 10 haftada yüzde 48’den yüzde 35’e geriledi. Trump böylesine kısa bir zamanda gerçekleşen gerilemeyle, gelmiş geçmiş tüm Amerikan başkanlarının önüne geçmiş oldu. Yani kamuoyu desteğini kaybetmekteki hızıyla birinci sırayı aldı.
Söz konusu düşüşün asıl nedeni, Trump’ın Amerikalıların alıştığı tarzda bir başkan olmaması/olamaması.
Örneğin, eski Florida Valisi, Bush ailesinin bir diğer oğlu Cumhuriyetçi Jep Bush’un dediği gibi, “Trump’ın önce dikkatleri dağıtan ve doğru olmayan şeyler söylemeyi bırakması gerekiyor”.
Ardından da sağlık reformu konusundaki başarısızlığı geliyor. Obamacare’in yerine kendi projesini Kongre’den geçirememişti, bilindiği gibi.
Şimdiyse sırada vergi reformu ve altyapı yatırımları var. Yine yenilgiyle karşılaşırsa başkanlığı daha da zora girer.
Baksanıza neler söylüyorlar, ne öğütler veriyorlar:
“Bence hangi güce sahip olduğunu, hangi güce sahip olmadığını anlamalı. O bir diktatör, bir kral değil. ‘Zıpla’ dediğinde Kongre’deki liderler ‘Ne kadar yükseğe?’ diye sormazlar. ‘Niçin?” diye sorarlar.” (Cumhuriyetçi stratejist John Feehery)
“Sorun, yeni göreve başlayan başkanların bu iş için gerekli donanıma sahip olup olmadıkları değil, çünkü çoğunda böyle bir durum söz konusu değil. Soru şu: İlk başlarda yaptıkları hatalardan ders alabiliyorlar mı, yön değiştirebiliyorlar mı?” (Brookings Enstitüsü’nden Bill Galston)
Trump’a kendi partisinden öğüt verenler, “sil baştan” yap diyorlar.
İyi de fabrika ayarlarına dönebilmek de maharet ister.
Trump’ta o maharet var mı acaba? (Kaynak: Amerika’nın Sesi)
ABD viraj aldı, Suriye muhalefeti açıkta kaldı
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’dan verdiği mesaj elbette çok önemliydi. Bakan Tillerson’ın “Esad’ın geleceğine Suriye halkının karar vermesi gerektiği” şeklindeki sözlerinin tüm başkentlerde not edildiğini tahmin etmek zor değil.
Dışişleri Bakanı’nın açıklamasından sonra da ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley’in şu sözleri geldi: “Önceliğimiz artık orada öylece oturup Esad’ı görevden indirmeye odaklanmak değildir. Önceliğimiz, Suriye halkı için değişiklik yaratacak en iyi yolu aramaktır.”
Aslında bu yöndeki değişim Washington tarafından bir süredir pratiğe indirilmişti.
Dışişleri Bakanı Tillerson’la BM Büyükelçisi Haley’ın açıklamaları, bu durumun bir tür ilan edilmesi oldu.
İlk olumlu tepki de Rusya’dan geldi. Çünkü ilk kez ABD, Suriye lideri Esad’ın varlığını kabul ettiğini vurguluyordu.
Rus senatör Aleksey Puşkov, “Bu adım Washington’ın Esad’ın gücünü kabul ettiğini ve yeni yönetimin eski Başkan Barack Obama’nın başarısız Suriye politikalarından vazgeçtiğini gösteriyor” dedi.
Ne var ki, Suriyeli muhalifler ABD’yi eleştirerek Tillerson ve Haley’in mesajlarını “talihsizlik” olarak değerlendirdiler. Muhalifler, Washington’ın kendilerine çelişkili mesajlar gönderdiğini öne sürerek “Esad’ın rol üstlenmesini hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz, tavrımızdan vazgeçmeyeceğiz” dediler.
Anlaşılıyor ki, Rusya ve ABD anlaştı ve Suriye muhalefeti bu mücadeleyi kaybetti.
Ancak, Suriye krizinde finalin böyle biteceğini çoktan tahmin etmeleri gerekirdi.