İran’la nükleer anlaşmayı imzalayan P5+1 ülkeleri şöyle sıralanıyor: ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya.
Listeden ABD’yi çıkaralım, geride kalan tüm ülkeler İran’la yapılan anlaşmanın arkasında duruyor.
Durmayan ABD… Tek başına değil tabii, İsrail’le birlikte. Ama o kadar.
BBC’nin haberine göre Almanya, Fransa ve İngiltere anlaşmanın ‘ortak güvenlik çıkarlarına’ uygun olduğunu belirterek ABD Başkanı Donald Trump’ın attığı adımdan endişe duyduklarını açıkladılar.
Rusya ve Çin de Avrupalılar gibi düşünüyor. Hatta Ruslar Trump’ı agresif olmak ve tehditkâr bir dil kullanmakla da suçluyorlar.
*
Bu durumda 4+1’in yere sağlam bastığını görebiliyoruz.
Örneğin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron önümüzdeki günlerde Tahran’a gidiyor, Trump’a nispet yapar gibi…
Macron’un ziyaretinin asıl amacı nükleer anlaşmayı görüşmek. Ancak Fransa’nın lideri, “Suriye krizinin kalıcı çözümü için de İran’la birlikte çalışmak istediklerini” belirtiyor.
Belli ki, Paris ABD’nin önderliğindeki Suriye koalisyonundan da memnun değil.
Anlaşılan, Trump’ın nükleer anlaşmadaki ortaklarını yok sayması ABD’ye pahalıya patklayacak.
Daha ilk günden yalnız kalmasından belli Washington’ın. Bir de bundan sonrasını düşünün. Sadece İsrail’le… Nereye kadar?
Suudi Arabistan da var, ama saymaya değmez.
Trump’ın ABD’yi düşürdüğü durum bu.
*
Netanyahu, “Trump, İran’ın terörist rejimine cesurca meydan okudu” diyerek pohpohluyor da, iyi ki soğukkanlı Tillerson var ortalığı toparlayan adam olarak Dışişleri Bakanlığı’nda.
Sadece ABD’nin değil, dünyanın da şansı sayılır Rex Tillerson.
Tamam, Trump’ın kafasına akıl sokuşturamaz ama hiç olmazsa kolundan tutar, ağzını kapatır filan…
*
İran’la nükleer anlaşmaya ABD devleti adına imza atan eski Dışişleri Bakanı John Kerry bakın neler diyor:
“Anlaşmanın ana müzakerecisi olan Amerika’nın yeni bir başkan altında anlaşmaya sırtını dönüp vazgeçtim demesi sorumsuzca atılan bir adımdır ve son derece tehlikelidir. Yarın öbür gün ABD’nin İran’la savaşa girmesi gibi bir senaryonun gerçek olması durumunda İngiltere, Fransa ve Almanya gibi Batılı müttefiklerini yanında yer almaya ikna etmesi çok zor olacaktır.”
*
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de, İran’a tekrar yaptırımların uygulanmasının çok ciddi sonuçları olabileceğini söylüyor. Gabriel, nükleer programın yeniden gündeme gelmesi halinde, bundan en başta İsrail’in rahatsızlık duyacağını (Netanyahu’ya geri zekâlı demek istiyor) ve bölgede savaş tehlikesi yaratacağını belirtiyor.
Nükleer anlaşma iptalinin dünyanın diğer bölgeleri açısından da olumsuz sonuçlar doğuracağını ileri süren Alman Bakan, Kuzey Kore’yi örnek gösteriyor.
Gabriel, “Nükleer programı olan ülkeler, bundan böyle Batı’yla müzakereyi anlamsız bulabilirler” diyor.
*
Dünya, 2. büyük savaştan bu yana ilk kez böyle bir ABD Başkanı’yla karşılaşıyor.
Adamın ne zaman, nerede, ne yapacağı hiç belli değil…
Ne var ki, durduk yerde ABD’nin düşmanlarını çoğaltıyor ve geriye çözülmesi çok zor sorunlar bırakıyor.
Bakalım Amerikalılar Donald Trump’a ne zaman ‘dur’ diyecekler…