Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin anlaştı ve “İdlib gerginliğinin azaltılması ve kentin istikrara kavuşturulmasına ilişkin” mutabakat zaptı imzalandı.
Bu durumda Doğu Akdeniz’e açılan ve Suriye kıyılarına yaklaşan NATO savaş gemileri ülkelerine döneceklerdir herhalde.
ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Kanada, Yunanistan…
Suriye’yi haritadan silmek isteyen Batılıların ağır toplarının ve yardakçılarının hevesleri kursaklarında kaldı.
Bekliyorlardı, Şam yönetimi İdlib’de kimyasal saldırıda bulunacak, onlar da bunu bahane ederek Suriye’yi vuracaklardı.
*
Türkiye ve Rusya… Her iki tarafın da son derece memnun olduğu anlaşılıyor.
*
Almanya akıllılık etti, ABD’den gelen baskılara aldırmadı, Trump’ın özel temsilcisi James Jeffrey’in ısrarlarına karşın Esad karşıtı koalisyona katılmayı reddetti. Bunda Sosyal Demokrat Parti’nin muhalefeti etkili oldu. Genel Başkan Andrea Nahles, “Almanya’nın Suriye’deki savaşa katılmasına destek vermeyeceğiz” diyordu.
Anımsayalım: ABD, Fransa ve İngiltere, daha önce Duma kentinde hangi tarafın düzenlediği belli olmayan kimyasal saldırı nedeniyle Suriye ordusunu bombalarken Başbakan Merkel Almanya’nın harekâta katılmasının söz konusu olmadığını açıklamıştı.
*
Erdoğan ve Putin arasında varılan anlaşma ve imzalanan mutakabat zaptının, tarihe çok değerli bir belge olarak geçeceği kesin.
Şöyle ki, tarafların ciddi görüş ayrılıklarına karşın ulaşılan sonuç olumlu ve barışçı. Umalım da sahada karşılık bulsun.
*
Bu arada… Erdoğan’ın PYD/YPG üzerinden, adını anmadan, ABD’ye gönderdiği mesaj da çok önemli.
Şöyle vurguluyor Cumhurbaşkanı görüşlerini:
“Suriye sahasındaki teröristlerin varlık gösterdiği alanların İdlib’le sınırlı olmadığına dikkati çektik. Asıl yapı PYD-YPG’dir. Bu örgütün Fırat doğusunda gerçekleştirdiği katliamlar ve etnik temizlik faaliyetleri ortadadır.”
*
Türkiye-Rusya anlaşması ABD ve koalisyon ülkeleri için sürpriz olmalı çünkü İdlib geriliminin iki ülkeyi birbirine düşüreceğine inanıyorlardı. Hatta Rusya’da bile iki ülke ilişkilerinin bozulacağına inananlar vardı.
Ama onların beklediği gibi olmadı. Tam tersine Ankara-Moskova dostluğu daha da güçlendi ve daha da değer kazandı…