Washington’da günlerdir tartışılıyor: Başkan Trump Arjantin’deki G20 zirvesinde Suudi Veliaht Muhammed bin Selman’ı muhatap alsın mı, almasın mı?
Tabii ağırlık, almasın diyenlerde. Hem halk arasında, hem yönetimde, hem de Senato’da durum bu yönde.
Oysa Trump’ın ahlaki bir endişesi yok. Gönlü Selman’dan yana. Bunun da büyük çıkarlarla bağlantılı olduğu ileri sürülüyor.
Ne var ki, karşı taraf çok güçlü. O nedenle ABD Başkanı kıvranıyor: Prens Selman’la görüşme yapsa bir türlü, yapmasa başka türlü… Zaman da kalmadı G20 zirvesine. En geç yarın liderlerin Arjantin’de olması gerek.
*
Şöyle bir formüle ne dersiniz: Trump’ın Suudi Prens’le görüşmesi olasılık dışı değil. Değil ama Başkan’ın programı çok dolu. Prens’e sıra gelir mi bilemeyiz…
Anlaşılan Trump, bir punduna getirip Selman’la görüşmeyi planlamış. Öyle anlaşılıyor.
Bu olasılığı ortadan kaldıracak ve zirveyi Selman krizinden kurtaracak tek çare ev sahibi Arjantin’in elinde.
*
Arjantin yasalarına göre insanlığa karşı işlenen suçlarda Buenos Aires’in uluslararası yargılama başlatması mümkün.
O zaman, New York merkezli Human Rights Watch İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW’nin Buenos Aires’te mahkemeye başvurması boşuna değil. Mahkemenin hemen savcı görevlendirmesi de gösteriyor ki, Yemen’de 85 bin çocuğun ölümü ve de Kaşıkçı cinayeti çok ciddiye alınıyor.
Şu anda Prens’in geleceği Federal Savcı Ramiro Gonzales’in elinde. Gonzales, Arjantin’e evrensel yargılama yetkisi veren yasayı uygulamaya karar verirse, Selman hakkında soruşturma açılabilir. Yani Suudi Veliaht Prensi’nin işi çok zor.
Sadece protestoyla karşılanacağını bilse umurunda olmaz da, savcılık soruşturmasının ucunun nereye varacağı belli olmaz.
*
Örnekse, Tunus… Arjantin’e uçmadan önce Tunus’a uğradı Prens Selman. Nasıl karşılandığını merak ediyorsanız, hemen söyleyelim: Dev bir elektrikli testereyi resmeden büyük bir pankartla… Ve “Katil hoşgelmedin”, “Devrimci Tunus’u kirletme” yazılı dövizlerle… Sivil toplum kuruluşlarının ortak bildirisinde de, “Suudi Prens’in ziyaretinin Tunus’a demokrasi ve özgürlük getiren Arap Baharı ilkelerine bir saldırıdır” ifadesi yer alıyor.
Ne ki, Tunus’taki tepkiler Muhammed bin Selman’ın umurunda bile olmadı.
Onun aklı Arjantin’deydi. Buenos Aires Havalimanı’na indiğinde neler olacaktı? Soruşturma açılırsa, tutuklanırsa, savaş suçlusu olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için Lahey’e gönderilirse… Suçları büyüktü. Doğaldır ki cezaları da ağır olacaktı.
*
Akşam saatlerinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Arjantin’de Prens Selman’la Kaşıkçı cinayetini görüşeceği haberi geldi. Haberin kaynağı Putin’in Başdanışmanı Yuri Ushakov’du.
İlginçti… Putin, Suudi Prens’in hunharca işlenen cinayeti ayrıntılı bir şekilde kendisine anlatacağını mı hayal ediyordu?
*
Bu haberin hemen arkasından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo çıktı ve bir açıklama yaptı. Söylediği şuydu: Suudi Arabistan’la ilişkilerin seviyesini düşürmek Amerika’nın ulusal güvenliği açısından hata olacaktır. Yani, Pompeo’ya göre Başkan Trump Suudi Prens’e tavır almamalıydı.
*
Öyle görünüyor ki, Suudi Prens Selman, paçayı kurtaracaksa Rusya’nın kurguladığı oyunla kurtaracak.
Putin, Washington’a hata yaptırmakta çok başarılı…