Suriye ordusu İdlib’de terör örgütlerine son darbeyi indirmeye hazırlanırken ABD yine “kimyasal silah” iddiasına sarıldı.
“Yine” diyoruz çünkü daha önce de iki üç kez aynı şeyi yapmışlardı ABD, İsrail ve onların Avrupalı müttefikleri…
Ama hepsinde “kimyasal silah” iddiaları kanıtsız kalmış, bir keresinde de Beyaz Miğferli teröristlerin düzmece kimyasal saldırı planladıkları ortaya çıkmıştı.
Şimdi ABD aynı yönteme başvuruyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nü görevlendirmişler bu konuda.
Sözcü Morgan Ortagus yazılı bir açıklamayla “kimyasal silah” iddiasını gündeme getirirken “Suriye’nin kimyasal silah kullandığına ilişkin işaretler görüyoruz” diyor.
Neymiş o işaretler?
Klorin gazı diye bir gazlı saldırıdan söz ediliyor ama ayrıntısı yok. Sözde saldırı İdlip’de olmuş. Ölen, hastanelik olan var mı? Yok. Amerikalı Sözcü Ortagus “işaretler” görüldüğünü söylüyor da ortada hiçbir işaret yok.
*
Ama başka bir işaret, El Nusra’nın İdlip’deki kimyasal operasyon biriminden geliyor. Bu ofiste kimyasal operasyon planlaması yapılıyor ve mizansen çekimler hazırlanıyor.
Suriye ve Rus istihbarat örgütleri İdlib’de terörden temizlenmiş bölgelerde kuş uçurmuyor.
Örnekse, Carcanas Köyü ve Serakab kentinde El Nusra’nın Batılı ülkelerin ajanlarıyla birlikte hazırladıkları çocuk ve yetişkin sığınmacıların kullanılacağı kimyasal silahlı saldırı mizanseni… Suriye ve Rus istihbaratçıları tarafından daha başlamadan açığa çıkarılıyor.
Bu arada Ruslar BBC’nin Duma’daki mizansenini anımsatıyor.
Neydi o mizansen?
BBC, Duma kentinde düzenlendiği öne sürülen kimyasal saldırı görüntülerini yayınlamış ama daha sonra bunun mizansen olduğunu itiraf etmişti.
BBC Suriye yapımcısı Riam Dalati, altı ay süren araştırmalardan sonra “Duma Hastanesi’ndeki sahnenin mizansen olduğunu hiçbir şüphe olmadan kanıtlayabilirim” diyerek, kimsenin ölmediğini söylemişti.
*
Trump’ın ABD’si ve Batılı müttefikleri, Suriye’ye bomba yağdırmak için bir kimyasal saldırı mizanseni peşindeler. Bunun için birkaç aydır yoğun çaba harcıyorlar.
ABD ve İngiltere’nin istihbarat gücü yetmemiş olmalı ki, geçtiğimiz mart ayında Fransız ve Belçikalı ajanlar da İdlib’de boy gösterdiler.
Onlar da diğer meslektaşları gibi mizansen yaratma ve çekim gerçekleştirmenin peşindeydiler.
Tabii ki, önce El Nusra liderleri ve Beyaz Miğferliler’in temsilcileriyle görüşmeler yaptılar.
*
Tüm bu ajanlar öyle bir kimyasal provokasyon gerçekleştirmek istiyorlar ki, dünya ayağa kalkmalı.
İşte o zaman Suriye’nin bombalanmasına, Şam’ın yerle bir edilmesine, Esad’ın devrilmesine, İsrail’in Suriye’ye girmesine, toprakları işgal etmesine kimse sesini çıkaramaz. İstenen budur.
Batılılar çok kalabalık, ellerinde sonsuz olanaklar var. Sömürgeleştirme konusunda da aşağı yukarı tümü deneyimli sayılır.
Ama buna karşın Esad ülkesindeki sivillerle askerlerin önderi kalmayı başarıyor.
*
Rusya da Esad’a verdiği desteği kesintisiz sürdürerek Ortadoğu’daki toplumların olanı biteni anlamalarına ve önlerini görmelerine yardımcı oluyor.