İngiltere Avrupa Birliği’nden çıkmak istiyor.

Bunda bir sorun yok.

Ne var ki anlaşmalı mı çıkacak, anlaşmasız mı çıkacak?

Sorun bu konuda.

Muhafazakâr Parti ve Başbakan Boris Johnson AB’den anlaşmasız çıkılmasını istiyor. Muhalefetteki İşçi Partisi’yse AB’yle anlaşma yaparak ayrılmaktan yana.

İkisi arasındaki fark şöyle:

AB’den anlaşma olmadan çıkılması durumunda bütçeye yıllık 30 milyar sterlinlik ek yük gelecek.

İki yılda yaklaşık 820 bin kişinin işini kaybetme olasılığı ortaya çıkacak.

Ülke ekonomisi yavaşlayacak.

Dış politikada İngiltere, her açıdan ABD’ye destek olan bir ülke haline gelecek, bu nedenle İran savaşına sürüklenme tehlikesi baş gösterebilecek.

*

Boris Johnson, kimi zaman şaklabanlık yaparak, kimi zaman korkutarak, İngilizleri ülkeyi sadece kendisinin kurtarabileceğine inandırmayı başarmıştı.

Ancak şimdi zorlanıyor. Çareyi parlamentoyu tatile sokmakta gördü. Parlamento tatile girerse Boris Johnson istediğini gerçekleştirebilir.

Ancak muhalefet de hazırlıklı. Brexit’ten çıkış tarihini 31 Ekim’den, 2020’nin 31 Ocak tarihine erteleyecek bir yasa tasarısı düzenledi.

Ve Avam Kamarası’ndaki oylamada Boris Johnson 328’e 301 yenilgiye uğradı. Üstelik bu yenilgi Muhafazakâr Parti’den, anlaşmasız Brexit’e karşı çıkan 21 milletvekilinin oylarıyla geldi.

İktidar partisi çoğunluğu kaybetti. Yasama gündemi artık muhalefetin elinde.

Boris Johnson için tek seçenek kaldı: Erken seçim!

İngiliz gazetelerinde Johnson’ın yenilgisi “küçük düşürücü” olarak nitelendiriliyor, Başbakan’ın Brexit’in kontrolünü kaybettiği ileri sürülüyor.

Erken seçim olur da Johnson kazanırsa, belki yeniden sempati kazanabilir.

*

Anımsatmadan olmaz…

İngiltere’de AB’den ayrılmanın en ateşli savunucularından biri olan Boris Johnson “İngiltere’nin AB’de kalması halinde çok sayıda Türk göçmenin ülkeyi istila edeceğini öne sürmüş ve milliyetçi İngilizlerin oyunu almıştı. Referandum sonrasındaysa bu sözlerinin gerçeği yansıtmadığını kabul etmişti.”

*

The Independent Türkçe’de Tom Peck imzalı Boris Johnson’ın politik şımarıklıklarını anlatan nefis bir yazı var. O yazıdan küçük bir alıntıyla, yazıyı noktalayalım:

“Ebedi soytarı Johnson bile hiçbir zaman ülkeyi kendi seviyesine kadar alçaltmada başarılı olacağına inanmamıştı. Ama yaptığı tam da buydu. İş işten geçene kadar hiç kimse onun yalanlarını gerçekten umursamadı.”