Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

İran’a 4 Kasım yaptırımları Trump’ın sonu olabilir

İsrail istiyor diye, ABD, İran’a yaptırım uygulamaya başlayacak. Günü 4 Kasım. Amaç, İran ekonomisini çökertmek.

Ne var ki, tek başına bunu başarması mümkün değil. AB ülkelerinin, Asya’nın, Japonya’nın ve tabii Türkiye’nin de katılımı gerek.

Yani ABD onlardan da destek bekliyor hedefe varabilmek için. Ama sorun şu ki, ABD’nin destek beklediği ülkelerin İran’la ticari işbirliğinden şikâyetleri yok. Tersine çıkarları var.

Örneğin Türkiye’nin, ABD ve İsrail memnun kalsın diye İran’la ticaretinden vazgeçmesi, petrol alımını kesmesi akılsızlık olur.

***

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir süre önce AA’ya yaptığı açıklamada şöyle diyordu:

“ABD bir amaçla bir karar alıyor ve bu karar herkesi etkiliyor. Kendin bir karar alabilirsin ama diğer şirketleri, diğer ülkeleri neden cezalandırmak istiyorsun? Bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararı değil…”

Çavuşoğlu’nun sözlerinden anlaşılıyor ki, Türkiye’ye göre ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlara katılmanın mantığı yok.

AB, Asya ve İran’la ticareti olan diğer ülkeler de Türkiye gibi düşünüyor.

Yeniden Çavuşoğlu’na dönelim… Dışişleri Bakanı ABD’nin uyarıldığını söylüyor: “Bu, sizin tek taraflı aldığınız bir karar. Diğer ülkeler uymazsa, sizin kredibiliteniz sarsılmış olmayacak mı?”

***

ABD Başkanı Donald Trump’ın kararlarında mantık aramak gibi bir hataya düşmemek gerek. Öyle laflar ediyor ki, şaşırmamak olanaksız.

Dünya 4 Kasım’ı biliyor, yaptırımların başlatılacağı gün… Buraya kadar tamam. Ama 5 Kasım’dan haberimiz yeni oluyor.

Meğer Trump yaptırımların ikinci aşamasını 5 Kasım’da devreye sokacakmış.

Durun ama… Bitti sanmayın… Sırada, henüz açıklanmamış yeni yaptırımlar da varmış.

Nedir onlar belli değil ama Trump, “İran’ın ölümcül silahlar üretmesini önlemek için” bir dizi yaptırım daha planlıyormuş.

ABD Başkanı, İran’a yaptırımlarla kafayı bozmuş olmalı.

Tabii ölçü kaçıyor ve tepkilerin dozu da artıyor bu arada.

***

Örneğin Fransa İşverenler Sendikası Başkanı Zoufrova du Boziou dayanamamış ve “Niçin Suudi Arabistan’a değil de İran’a yaptırım uyguluyorsunuz?” diye sormuş. Sormakta haklı değil mi?

Gazeteci Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğuna giriyor ve öldürülüyor. İnsanlık dışı, korkunç bir girişim!

Fransız işverenlerinin sendika Başkanı, ABD karşısında Avrupa’yı bağımlı kalmakla ve pasif bir tutum içinde bulunmakla suçluyor ve soruyor: “ABD hangi hakla Avrupa firmalarını İran’a karşı yaptırıma zorluyor?”

Belli ki Boziou, Suudi Arabistan’ı da, İran’ı da yakından tanıyan bir işveren. İran’da belli bir ölçüde de olsa demokrasi var, kadın haklarına da daha fazla saygı duyuluyor. Suudi Arabistan’daysa bunların kırıntısı yok.

***

Ama tüm olumsuzluklara karşın, Trump’ın Çin’e açtığı ticaret savaşında olduğu gibi yaptırımların fırsata dönüşme olasılığı da var.

Hemen her yerde Suudi Arabistan rejimine yönelik nefret dalgası genişlerken İran’ın yıldızı parlayabilir.

Yalnız, Ruhani yönetiminin, 4 Kasım’da başlayacak süreci akıllıca yönetmeyi başarması gerekiyor.

İran, ABD’yi zaten kaybetmiş durumda. Ancak bunun çok da önemi yok. Önemli olan dünyayı kazanmak. Tahran bunu yapabilir…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X