IŞİD’e karşı askeri harekât düzenlemesi konusunda ABD Başkanı Barack Obama’ya yapılan baskılar yoğunluk kazandı. Bunda Amerikalı gazeteci James Foley’in infazının etkisi kuşkusuz çok büyük.
Ama öte yandan IŞİD’in Suriye’de Rakka’yı ve Tabka askeri üssünü, hangarlardaki savaş uçaklarıyla birlikte ele geçirmesinin de etkisi olmalı.
Çünkü IŞİD’in bu başarısı bölgenin kontrolü açısından stratejik bir kazanım.
Gerçi Suriye ordusunun bir süre önce IŞİD’in elinden kurtardığı Rakka ile Tabka’dan şimdi geri çekilişi bir muamma. Şam yönetimi her iki yerde de askeri üstünlük sağlamıştı. Sonra ne olduysa oldu asker bölgeyi boşalttı ve IŞİD’in üssü ele geçirmesine adeta izin verdi.
***
Paralel gelişmelere bakmakta yarar olabilir:
ABD’de Cumhuriyetçiler IŞİD’e karşı harekete geçmesi için Obama’ya çağrıda bulundular. Güney Carolina Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham IŞİD’i alt etmek için tüm seçeneklerin masada olması gerektiğini belirterek, “Asker gerekli görürse Suriye’ye ABD kara kuvvetleri de yerleştirilebilir. Bu savaşı kazanmalı ve bu adamları durdurmalıyız” diye konuştu.
***
Washington’dan sızan şu bilgiye dikkat: ABD ordusu IŞİD’in Suriye’deki eğitim kamplarının ve karargâhlarının bulundukları yerler konusunda istihbarat topluyor.
Şam’dan gelen mesaj da önemli: Dışişleri Bakanı Velid Muallim, IŞİD’e karşı Suriye ile eşgüdümlü olarak yürütülecek her türlü uluslararası ya da bölgesel ortak mücadeleye sıcak bakabileceklerini açıkladı. Muallim, “ABD ve İngiltere ile birlikte çalışır mısınız?” şeklindeki soruyu “Neden olmasın?” diye yanıtladı.
***
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay’ın uyarısına da kulak vermek gerek: Pillay, IŞİD’in hem Suriye’de, hem Irak’ta soğukkanlılıkla ve sistematik biçimde etnik ve dini temizlik yaptığını belirterek “Bunlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır” dedi.
***
Tüm bu gelişmeler için IŞİD tehdidine karşı ABD’nin istediği koalisyonu oluşturmaya yönelik işaretler de denebilir.
Ne ki, Suriye’den gelen mesaj Batılılar tarafından nasıl karşılanacak, tam belli değil.
ABD ile Avrupa arasında da IŞİD’e yönelik askeri müdahale konusunda diplomatik trafik hızlanacakmış gibi görünüyor. Obama yönetimi Şam’la temasta yalnız kalmak istemiyor olabilir.
Bekleyelim ve izleyelim…
Hollanda’dan Patriotları çekme kararı
Hollanda hükümeti, Suriye’den olası balistik füze saldırısına karşı Türkiye’ye kurduğu Patriot hava savunma sistemlerini geri çekme kararı aldı.
Hollanda Parlamentosu’na gönderilen kararda Türkiye’ye yönelik Suriye kaynaklı füze tehdidinin “önemli ölçüde azaldığı” ileri sürüldü.
Bir diğer gerekçe olarak da yeterli bakım yapılamadığı için sistemin çöküş tehlikesi içine girmesi ve de personel maliyetinin yüksekliği gösterildi.
Hollanda’nın geri çekme kararını Türkiye ile birlikte NATO, ABD ve Almanya’ya da ilettiği bildirildi.
Hollanda’nın 2013’ün ocak ayında Adana İncirlik üssü ile kentteki bir sivil havaalanına kurduğu Patriot misyonunda 200 personel görev yapıyor.
Bu örgütü kim finanse ediyor?
Almanya’nın Ulm kentinde yayınlanan Südwest Presse gazetesinin listesi şöyle:
“İslam Devleti örgütü yepyeni otomobillerden oluşan konvoylar ve son model silahlarla Irak`a girdiğinden beri şimdiye kadar tabu olan bir konu nihayet uluslararası gündeme girdi. Konu, süper zengin kişiler, Selefi vakıflar ve Körfez ülkelerindeki cami derneklerinin kasasından cihatçılara akan milyonlarca dolar. Emirler ve krallar da bu para akışına göz yumdu. Körfez ülkeleri şimdiye kadar bu şiddet olayları karşısında özgür dünyadan gelen kısık sesli tepkileri, milyarlarca dolarlık silah ihaleleri ve Dünya Futbol Şampiyonası ile bastırmayı başardı. Bunun artık değişmesi gerek. Bu hassas konu artık masaya getirilmeli.” (DW)