İsrail’in savaş suçu işlediğinin anlaşılması için Gazze’de yüzlerce Filistinli sivilin ölmesi, binlercesinin yaralanması, evlerin, hastanelerin, okulların, camilerin yıkılması mı gerekiyordu?

 

Ama ne acıdır ki, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, “İsrail savaş suçu işliyor” diyemiyor da, “savaş suçu işliyor olabileceğini” duyuruyor.

 

“Bu kadarına da şükür…”, diyen kimse yok ortalıkta. İsrail’in suç işlediğinin, kanıtlarıyla birlikte saptanmasını ve açıkça itiraf edilmesini bekliyor insanlar.

 

İngiltere Dışişleri Bakanı Jacop Hammond’ın “Batı kamuoyunun Filistin lehine görüş değiştirmeye başladığını” bildirmesi, bu beklentinin doğrulanması bir bakıma.

 

Anlaşılan o ki, Avrupa’da toplumlar, devletlerinin İsrail yanlısı politikalarını eskisi gibi ciddiye almıyorlar.

 

İsrail’in ölen 30 küsur askeri için “vah vah” diyen bile yok.

 

Avrupa’nın sempatisi, İsrail halkından Filistinlilere döndü artık…

 

Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuru da tam zamanında yapıldı Filistin Devleti tarafından.

 

Adalet Bakanı Salim El Saka’nın yaptığı başvuruda, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği son operasyonların “savaş suçu kapsamına girdiği” öne sürüldü.

 

Öte yandan AB, İsrail ordusunun Gazze’de Filistinli sivillerin sığındığı BM’ye bağlı bir okula düzenlediği saldırının en kısa sürede aydınlatılmasını talep etti. AB Dış politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın sözcüsü BM’ye ait yapıların dokunulmazlığına İsrail ordusunun saygı göstermesi gerektiğini belirtti.

 

 

 

 

 

 

Ünlü Amerikalı düşünür Noam Chomsky, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınarken “uluslararası toplumdan” çok şey beklendiğini, oysa böyle bir toplumun var olmadığını söyledi.

 

Uluslararası toplum ifadesinin, anlamı olmayan boş bir söz, bir “aldatma ve yanılsama” olduğunu kaydeden Chomsky şöyle konuştu:

 

“Bugün dünya devletleri, her şeyi sadece kendi ulusal çıkarları için yapıyorlar. ABD de kendi stratejik çıkarlarından dolayı İsrail’i destekliyor. Ayrıca AB de Gazze’de neler olup bittiğini pek umursamıyor. Arap dünyası ise derin bir şekilde bölünmüş ve güçsüz durumdadır.”

 

Bu arada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında en büyük sorumluluğun ABD’nin üzerinde olduğunu savunan Noam Chomsky iddialarını şu sözlerle sürdürdü:

 

“ABD, İsrail’e verdiği askeri, siyasi, diplomatik ve ideolojik destekle, net ve açık bir şekilde Filistinlilerin öldürülmesine karıştı. İsrail, Filistin halkı üzerinde şiddet uygulamak için bugün ABD’nin en modern ve en yıkıcı silahlarını kullanıyor. Bu yüzden ABD’nin katliamlara ve cinayetlere doğrudan karıştığını söyleyebiliriz. Ama ayrıca dökülen Filistin kanı için ABD’nin de hesap vermesi gerekir.”

 

 

 

 

 

 

Eski bir asker, eski bir politikacı ve bugün Kudüs Basın Kulübü Başkanı Uri Dromi… BBC’de yer alan bir söyleşide “İsrail’in harekâtı ne zaman duracak?” sorusuna “Kerry ne zaman dur derse, o zaman dururuz” yanıtını vermiş.

 

Ardından da, verdiği yanıtın daha iyi anlaşılması için bir anısını aktarmış:

 

“Lübnan iç savaşında, İsrail müdahalesi sırasında yaralandığı iddia edilen bir çocuğun fotoğrafı ABD Başkanı Ronald Reagan’a ulaşmış. Reagan bizi aradı ve ‘durun’ dedi. Biz de hemen durduk.”