Önce 7 ülkeyi sıralayalım: En başta Suudi Arabistan, sonra da sırasıyla Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Libya ve Maldivler.
Bu ülkeler Katar’la ilişkilerini kesmişler.
Gerekçesi ilginç: Meğer Katar terör örgütleri IŞİD, El Kaide ve Müslüman Kardeşler’e destek oluyormuş.
Destek de öyle böyle değil… Silahtan paraya her türlü destek var.
İyi de Katar, terör örgütlerini desteklemeye şimdi mi başlamış?
Suriye’deki iç savaş süresince, yani 6-7 yıldır, Katar’ın adını duyduk duyuyoruz. Suudi Arabistan’la birlikte Esad’ı devirmek için IŞİD’e, El Kaide’ye ve onlardan türeyen diğer örgütlere yardım ve yataklık ettiklerini tüm dünya biliyor.
*
Ama şu bir gerçek ki, onlar yalnız değildi. Önlerinde, arkalarında, yanlarında ABD ve koalisyon gücü hep vardı.
Peki, şimdi ne oldu da birbirlerine düştüler?
Konu gerçekten teröre destekse hepsi aynı tencerenin içinde…
Ama öyle değil, bu durum, teröre destek işine pek benzemiyor.
O zaman ne olabilir? Yanıtı, İsrail’in eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon’un şu sözlerinden çıkarabiliriz:
“Bugün Katar dışındaki Sünni Arap ülkeleriyle aynı geminin içindeyiz. İran hepimizin bir numaralı düşmanıdır. Artık, eskiden olduğu gibi İsrail’e karşı bir Arap koalisyonu bulunmuyor.”
Tamam da, Katar’ın suçu ne?
Sünni dünyadan ayrı olarak tek başına İran’la yakınlaşmaya çalışması…
Bu, İsrail ve ABD açısından çok büyük suç, ağır suç…
*
Katar, bölgede söz sahibi İsrail/Suudi Arabistan’la dünyada söz sahibi ABD’nin izni olmadan değil İran’la yakınlaşmak, kendi içinde bile tek bir adım atamaz.
İşte, Beyaz Saray’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Dina Powell’ın Doha’ya yaptığı uyarı: “ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla Riyad’da imzalanan protokole bağlı kalmak gerekir!”
Söz konusu protokol, teröre destek veren ülkelerin cezalandırılmasını şart koşuyor.
Dina Powell, “Arap Yarımadası’nda küçük bir emirlik olan Katar’ın öteden beri terörle mücadeleye yönelik her türlü önleme karşı ayak dirediğini” duyurmaktan kaçınmıyor.
Bir tür ihbar bu… Anlaşılan Suriye’deki iç savaşta epey günaha girmişliği var Katar’ın.
Ama… Kimin yok ki… Özellikle de ABD’nin…
*
Arap Birliği, Katar krizinde taraf tutmamaya çalışmış. Neden acaba?
Birlik üyesi ülkelerin foyasının ortalığa saçılmasından korktuğu için mi?
Ama gizli kalmıyor ki, dünya günahkâr ülkeleri yakından tanıyor ve izliyor. Nereye kadar? Hesap günü gelinceye kadar…
İran bahanesiyle kimse tüm suçu Katar’ın üzerine atıp kendini temize çıkaracağını düşünmesin.
Yapılan her şey belleklere kazınmış durumda…
Doha ve Riyad arasında kalan Ankara ne yapabilir?
Katar, Türkiye’nin yakın dostu… Ankara, olasılıkla Doha’nın yeni İran politikasından endişe duymuştur. Ve belki de dostane bir şekilde uyarıda bulunmuştur. Bilinmiyor. Ama üzüntülü bir durum var. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Katar konusu bizi üzen bir gelişme oldu” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, Katar’a karşı alınan yaptırım kararının üzüntüyle karşılandığını belirterek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomatik temaslara başladığını söyledi.
Kimi uzmanlarsa bir yanda Katar’ın, diğer yanda da Suudi Arabistan’ın bulunduğunu anımsatarak, “Türkiye’nin bu denklemin hiçbir yerinde olamayacağını” ileri sürdüler.