Suudi Arabistan’daki saray darbesinin arkasından Katar’a 13 ayrı maddeden oluşan bir talep dayatması çıktı.

Maddelerden biri Türkiye hakkındaydı. Diyordu ki, “Yakın zamanda kurulan Türkiye askeri üssünü kapatın ve Katar sınırları içinde Türkiye’yle askeri işbirliğini durdurun!”

Katar’dan diğer maddelerde de İran’la ilişkilerini sınırlandırması, El Cezire televizyonunu kapatması, Yemen’de Suudileri desteklemesi gibi talepler ileri sürülüyordu.

Riyad bu talepleri sıralarken yanına BAE, Mısır ve Bahreyn’i de almıştı. Bu durum “Yalnız değilim” mesajıydı.

Peki, Katar çıkarları açısından kendi bildiği yoldan devam ederse ne olur?

Bu sorunun yanıtı, Katar’a dayatılan taleplerin arkasında ABD’nin olup olmadığıyla yakından ilgili…

4 Arap ülkesi talep listesini yayınlamadan önce ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson yaptığı açıklamada taleplerin “makul ve uygulanabilir” olması gerektiğini söylemişti.

Tillerson’ın ileri sürdüğü koşullarda kafasından geçen ölçünün ne olduğu bilinmiyor.

Ancak söz konusu talepleri “makul ve uygulanabilir” bulmanın olanağı da pek görünmüyor.

Riyad’ın Türkiye ve İran konusundaki tavrı, Katar’ın ikili ilişkilerine müdahale etmek anlamından başka bir şey değil.

Tabii Katar’daki Türk üssünün kapatılmasını kimin ya da kimlerin istediğinin de iyice aydınlatılması gerekir.

Türk üssünden asıl endişelenen Riyad ve Arap ortakları mıdır, yoksa ABD, İsrail ve koalisyon mudur? Ya da hepsi birden midir?

 

Almanya barışçı çözüm istiyor
​

Katar krizinde Almanya, başından bu yana ABD ve koalisyonun yolundan ayrılıyor.

En son talep dayatmasında da Berlin, Riyad ve ortaklarını hayal kırıklığına uğratacak gibi görünüyor.

Aynı gün yapıldı açıklamalar…

Suudiler listeyi duyururken, Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schafer de, basın özgürlüğü gerekçesiyle El Cezire’nin kapatılması talebine karşı çıktı.

Sözcü, “Almanların basın özgürlüğü anlayışının yalnızca yurt içindeki basın kuruluşları için geçerli olmadığını” belirtti.

Schafer, Katar’a dayatılan ve sadece 10 gün süre tanınan talep listesindeki 13 maddeyi medyadan öğrendiğini bildirirken kapsamlı açıklamanın daha sonra yapılacağını söyledi.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Katar krizi patladığında izolasyona karşı çıkarak Körfez bölgesinin savaşa sürüklenebileceği uyarısında bulunmuştu.

Açıkça Katar’a destek veren Gabriel bölgesel ilişkilerdeki “Trumplaşma” tehlikesine de dikkati çekmişti.

Tabii Körfez’in Arap liderleri tepkili… Almanya oyunu bozuyor çünkü.

Ve Ortadoğu, bir Batılı lider olarak Angela Merkel’i daha yeni tanıyor ve onun gücüne daha yeni tanık oluyor.