Washington, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin yerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph F. Dunford Jr’u Ankara’ya gönderiyorsa, şimdilik, askerden askere görüşmeyi tercih ediyor demektir. Nitekim Dunford’un, İncirlik incelemesinin ardından, ilk resmi ziyareti Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a oldu. Daha sonra yaptığı TBMM ziyaretindeyse Orgeneral Akar konuğunu yalnız bırakmadı.

ABD Genelkurmay Başkanı’nın başarısız darbe girişiminin Ankara’daki izlerini gördüğünde verdiği tepki neydi, kamuoyuna yansımadı. Dunford’un olayı “en güçlü” şekilde kınayacağını belirten bir açıklama yapılmıştı sözcüsü tarafından. O kınama gece saatlerde geldi.

Asıl vurgulanan konularsa, IŞİD’e karşı mücadele kapsamında İncirlik’ten gerçekleştirilen koalisyon operasyonları, bölgesel güvenliğe ilişkin ortaklık ve Türkiye’nin hem IŞİD karşıtı koalisyona hem de NATO ittifakına katkısıydı.

Tabii bu arada kaçınılmaz olarak Fethullah Gülen’in iadesi konusu da gündeme geldi. Ama bu konunun gerçek muhatabı sivil yönetimdi. Dunford, Dışişleri’nin “konunun adalet ve hukuk sistemi çerçevesinde değerlendirileceği” ifadesini yinelemekle yetindi.

Ayrıca, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel’ın, darbe girişiminin ardından tutuklanan askerleri “yakın müttefik” olarak tanımlaması da, Türkiye tarafından Dunford’un önüne konulmuştur elbette.

Ne var ki, ABD’nin Türkiye’nin gönlünü kazanması bu kez pek kolay olmayacak. Çünkü hasar çok büyük… Gülen’in barındırılması, “bizim çocuklar” algısı… Öyle geçiştirilecek hatalar türünden değildi, kırıcıydı.

Washington bu durumun pek farkında değilmiş gibi görünüyordu.

Ruslar temkinli iyimser, Türkler çok umutlu

Rus uzmanlar, 9 Ağustos’taki Erdoğan-Putin görüşmesinin ikili ilişkilerde ani bir dönüşle belirgin bir değişikliğe yol açmayacağını ileri sürdüler.

Örneğin, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nden araştırmacı Amur Gajiyev’in görüşü bu yönde. Gajiyev, her iki liderin de geçmişte çok sert açıklamalar yaptığını hatırlatarak, “İki liderin her şeyi unutması ve sıfırdan başlaması zor olacak” diyor.

Rus düşünce kuruluşu Siyasi Bilgi Merkezi’nin Genel Başkanı Aleksei Mukhin de, iki ülke arasında yakın dönemde bir değişim beklemediğini ifade ediyor. Mukhin’e göre Rusya lideri bir yandan Ankara’ya gülümseyecek, diğer yandan da kendi yolunu izleyecek.

Türklerse daha umutlu, beklentileri daha büyük… Örneğin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Moskova ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada her iki tarafın da 24 Kasım 2015 (Rus uçağının düşürüldüğü tarih) öncesindeki ilişkilere dönmekle ilgili yüzde yüz mutabakatları olduğunu söylüyor.

Darbe girişiminde İran, ABD’yi suçladı

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğuna ilişkin güçlü şüphelerin bulunduğunu iddia etti.

Hamaney, kanıtlanması halinde bunun ABD adına büyük bir “rezalet” olacağını bildirdi.

İran lideri, ABD’nin başka ülkelerin iç işlerine müdahalesinin İran’la sınırlı kalmadığını ileri sürerken, Türkiye’yi örnek gösterdi.

Hamaney, darbe girişiminden sonra Türkiye’de halkın ABD’ye duyduğu nefretin daha da büyüdüğünü öne sürdü.