İlk sırada Çin-ABD ilişkileri geliyor…

Pentagon, Çin denizinde askeri gemiler ve keşif uçaklarıyla en büyük rakibinin sahilleri üzerinde gözlem faaliyetlerini sürdürüyor.

Güney ve Doğu Çin denizlerinde iki devin karşılaştığı anlar sıkılaştı.

Sağduyu yitirilmiş değil ama risk oldukça yüksek.

Örneğin 23 Temmuz’da Doğu Çin Denizi hava sahasında yaşanan olay…

ABD Deniz Kuvvetleri’ne ait keşif uçağını iki Çin jeti tehlikeli bir şekilde engelledi. Çin ve ABD uçakları arasındaki mesafenin 91 metreye kadar düştüğü belirlendi.

*

Ve Çin’in ilk denizaşırı askeri genişleme hamlesi olarak nitelendirilen Cibuti üssünün açılışı…

Aden Körfezi, Somali açıkları, Ortadoğu, Afrika artık sadece ABD, İngiltere ve Fransa’nın kontrolünde değil.

Çin, askeri adım atarken şu mottoyu tekrarlıyor: Dünyada barış ve istikrar…

*

Bitmedi… Çin donanmasının 3 savaş gemisi Baltık Denizi’nde Rus donanmasıyla ortak tatbikatta.

Kim var karşılarında? ABD ve NATO var.

Mesaj şöyle: Çin ve Rusya birbirlerini desteklemeye hazırdır!

*

Bu arada… Çin Deniz Kuvvetleri’ne ait bir filo Türkiye’yi ziyaret etti.

Filodaki savaş gemileri Türk subayların, İstanbul’daki Askeri Müze’yle Deniz Müzesi de Çinli askerlerin gezisine açıldı.

Ziyaretin ardından üç gemiden oluşan Çin filosu Yunanistan’a geçti.

Eskiden İstanbul’da Çin savaş gemisi görmek, mümkün müydü?

Yabancı ülkelerin deniz kuvvetleri denildiğinde akla ABD’nin 6. Filosu geliyordu.

Şimdi Marmara’nın ve boğazların sularında Çin askeri gemileri seyrediyor, Rus gemileri de Karadeniz’le Ege Denizi arasında mekik dokuyor.

*

Unutmadan, şu notu da ekleyelim: ABD, 13 milyar dolara mal olan dev boyutlardaki uçak gemisini törenle denize indirdi.

38. Başkan Gerald Ford’un adı verilen ve yapımı 8 yıl süren gemi elektromanyetik uçak fırlatma sistemine sahip.

Böylece mevcut uçak gemilerindeki buharla çalışan sistem demode hale gelmiş oldu. Yeni sistem sayesinde savaş uçaklarının iniş ve kalkışlarını daha hızlı yapma olanağı kazanıldı.

 

AB’den ABD’ye beklenmedik yaptırım çıkışı

 

ABD’nin Rusya’ya yönelik yeni yaptırım kararı da küresel dengeler açısından olumsuz sonuçlar verecek gibi görünüyor.

Şöyle ki, Salı günü Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen yaptırımların AB’nin, özellikle de Almanya ve Fransa’nın çıkarlarıyla örtüşmediği ileri sürülüyor.

Rusya’dan misilleme açıklaması gelirken AB içinden de “Senin yaptırımlarına uymayız, biz işimize bakarız” sesleri yükselmeye başladı.

Örneğin Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen itirazda, ABD’nin Avrupa’daki şirketlere, özellikle enerji sektöründe, üçüncü ülkelerle nasıl ticaret yapılacağını söyleme hakkı olmadığı vurgulandı.

Yaptırım kararları Rusya’nın yanı sıra İran ve Kuzey Kore’yi de kapsıyor. Üç ülkenin adının birlikte anılması Rusya’yı küçük düşürmek amaçlı… Ancak Brüksel oyunu bozacak gibi bir tavır içinde.