Mart ayının ilk haftası…
CIA Başkanı John Brennan Moskova’yı ziyaret ediyor. Kimle ya da kimlerle görüşüyor, o konuda bilgi verilmiyor. Ziyaretin nedeni üzerine yönelik sorular da yanıtsız kalıyor.
Ama Rus tarafı, konuyla ilgilenenleri meraktan kıvrandırmamak için tek satırlık bir açıklama yapıyor:
“CIA direktörü Moskova’da Esad’ın istifasını istedi.”
*
Mart ayının son haftası…
Amerika’nın Sesi’nde Palmira’ya ilişkin haber:
“Rus savaş uçaklarıyla desteklenen Suriye ordusu antik kent Palmira’yı IŞİD’in elinden geri aldı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a göre Palmira’nın geri alınışı Suriye ordusunun terörle mücadele konusundaki stratejisinin başarısını gösterdi.”
Washington’ın söylemindeki köklü değişime dikkat etmek gerek.
Katil, cani filan dedikleri Beşar Esad “Suriye Devlet Başkanı”, rejim güçleri “Suriye Ordusu” ve ordu yöneticileri “Suriyeli askeri yetkililer” oldu.
Haberde, Esad’ın bir grup Fransız parlamenteri kabulü sırasında yaptığı konuşmaya da yer verildi.
Esad, “Palmira’nın kurtarılması, Suriye ordusu ve müttefiklerinin terörle mücadele stratejisindeki başarıyı göstermiştir” diyordu.
*
ABD de Şam’ın müttefikleri arasına girmiş miydi?
Washington’ın Esad’ı devirmek için örgütlediği silahlı gruplar şimdi kendi aralarında çatışmaya başlamışlardı.
Bundan daha önemli olan durumsa ABD’nin söz konusu gruplar üzerindeki kontrolünü kaybetmesiydi.
Pentagon’un YPG ile birlikte Rakka’ya saldırma ve kenti IŞİD’den temizleme planından vazgeçmesinin nedeni bu muydu?
Obama yönetiminin kabul etmesi gerekiyordu ki, Suriye’de başta IŞİD olmak üzere terör örgütleriyle yapılan mücadele Suriye ordusunun savaşçılığı sonucunda başarıya ulaştı.
Tabii bu başarıda en büyük pay da Rusya’nındı.
Amerika ve müttefiki silahlı gruplar IŞİD’le mücadelede sınıfta kalmıştı.
*
Peki, bu durumda ABD, Rusya ve Şam ittifakı nasıl olurdu?
Sadece Suriye kurtulmakla kalmaz Irak’ta da mücadele başarıya ulaşırdı.
Ve tabii Avrupa da rahat nefes alırdı…
Çin de asker gönderiyor
Pekin ile Şam arasında imzalanan anlaşma uyarınca Çin, Suriye’ye asker gönderecek. Buna göre Pekin yönetimi, kara gücünün “Gece Kaplanları” olarak tanınan özel kuvvetler birliklerinden 5 bin askeri terörle mücadele amacıyla Suriye topraklarında konuşlandıracak.
Böylece ABD ve Rusya’dan sonra üç büyüklerden Çin de Suriye’de terörle mücadelede sahaya inmiş olacak.
Konuyla ilgili ilk temas geçen yılın Aralık ayında Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in Pekin ziyareti sırasında gerçekleşmişti.
Suriyeli bakanla ev sahibi Dışişleri Bakanı Wang Yi arasında yapılan görüşmelerde Çin tarafı, Suriye’de terörle mücadele için 6,2 milyon dolar tahsis etme kararı almış, ayrıca gelecekte de Şam’a her türlü desteği sağlayacağını duyurmuştu.
Çin, Suriye’ye asker gönderme kararını, Şubat 2016’da Ulusal Meclis’te kabul edilen terörle mücadele yasasına dayanarak aldı.