Ve Rakka’ya girdiler… Amerikan deniz piyadeleriyle PYD/YPG militanları kentin doğusunu ele geçirdiler.
Sürpriz mi? Değil tabii… Beklenen oldu demek, en doğru yanıt.
Amerikan deniz piyadeleri, Cibuti’deki donanma gemilerinden havalanan uçaklarla, önce Kuveyt’e, sonra da Suriye’ye indirildiğinde neyin ne olacağı aşağı yukarı anlaşılmıştı.
Yanı sıra, deniz piyadelerinin, 35 kilometreden fazla menzile sahip, dakikada 5 atış kapasiteli M777 ağır silahlarıyla bölgede konuşlanması ABD’nin müdahale konusundaki kararlılığını da açık bir şekilde göstermişti.
İlginç olan açıklamanın Pentagon’dan değil de PYD/YPG’den gelmesiydi. Amerikan deniz piyadeleri Rakka’ya giriş yolunu füzelerle ateş altına almış, hava desteği verilmiş ve militanlar da kentin doğusundaki beldelerle köyleri IŞİD’in elinden kurtarmayı başarmıştı.
Söz konusu bilgileri veren Pentagon sözcüsü değil, Şiyar Kurdi adındaki YPG komutanıydı. Demek ki, ABD Savunma Bakanlığı böyle uygun görmüştü.
Dünya kamuoyu, operasyona ilk kez Amerikan özel kuvvetlerinin de katıldığını Şiyar Kurdi’nin açıklamasından öğrenmiş oldu.
Ne var ki, hem ABD hem de PYD/YPG, ortak operasyonda Esad yönetimini yok saymayı sürdürdü.
Oysa Esad, Şam’la koordinasyon kurulmadan yapılacak Rakka operasyonunun meşru olmayacağını söylemişti. Dün de Cenevre’de Suriye’nin BM Büyükelçisi Beşar Caferi aynı şeyi tekrarladı.
Ve Türkiye… Türkiye de Rakka’da yoktu. Sözde Washington Ankara’yla görüşüyordu.
Moskova ne diyordu? O da belli değildi.
ABD ve PYD/YPG, Rakka operasyonuna Şam’a, Moskova’ya ve Ankara’ya rağmen mi kalkışmışlardı?
Oysa Türkiye, Rusya ve Suriye işbirliği, hem komşumuzdaki krizin, hem de genelde Ortadoğu’daki rahatsızlıkların aranan ilacıydı.
Suudi Arabistan’ın korktuğu başına geldi
Riyad’ın tazminat ödemesine ilişkin 11 Eylül davaları New York mahkemelerinde açılmaya başlandı.
800 kadar mağdur ailenin açtığı davaların ardından Amerikan sigorta şirketleri de Suudi yönetimiyle Suudi vakıflarına karşı harekete geçti.
Şirketler Riyad yönetimiyle El Kaide’ye para aktardıklarını ileri sürdükleri bazı Suudi vakıflar aleyhine Manhattan Federal Mahkemesi’nde tazminat davaları açtılar.
Ailelerin avukatlarıyla sigorta şirketleri, Suudi Arabistan’ın ve söz konusu vakıfların El Kaide’nin finansörü olduklarını iddia ediyorlar. Krallıksa bunu reddediyor.
Riyad yönetiminden henüz bir değerlendirme gelmedi. Ancak davaların ABD için finansal ve siyasi riski çok büyük. Aramco’nun gelecek yıl yapacağı halka arzı New York borsası yerine Londra, Hong Kong ya da Tokyo borsalarına alabileceği belirtiliyor.
Davaların önünü açan yasa geçen yıl Başkan Barack Obama tarafından veto edilmiş ancak Kongre’deki oylamadan geçmişti