Erbil’deki masada Mesut Barzani’nin karşısında dört kişiydiler: ABD Başkanı Donald Trump’ın IŞİD’le mücadele koalisyonu özel temsilcisi Brett McGurk, BM’nin Irak özel temsilcisi Jan Kubis, ABD’nin Irak Büyükelçisi Douglas Silliman ve İngiltere’nin Irak Büyükelçisi Frank Baker…
Kuzey Irak’tan yayın yapan Kürt haber ajanslarına göre şimdilik referandumdan vazgeçmesi koşuluyla Barzani’ye alternatif bir plan sundular.
*
Bu plan neydi, içeriğinde neler vardı, açıklanmadı. Sadece planı sunduklarını duyurdular.
Gün boyu gelen haberlerdeyse, Kürt liderin planı incelemekte olduğu bildiriliyordu.
Sonra, akşama doğru, ne olduysa oldu, Barzani alternatif planı reddettiğini belirterek “Referanduma gidiyoruz” dedi. Yani, ne BM’yi, ne ABD’yi, ne de İngiltere’yi dinleyecekti.
*
Oysa onlar referandum yapamazsın demiyorlardı. Bağımsız Kürdistan’ın tarih sahnesine çıkmasına hiçbir itirazları yoktu. Sadece şimdi zamanı değil diyorlardı.
Ama daha önceki yıllarda da benzer olaylar yaşanmış, Kürtler Batılılarca teşvik edilmiş, sonra da yüzüstü bırakılmışlardı.
*
Fransa’nın eski Erbil Başkonsolosu Frederic Tissot, geçmişi anımsatan sosyal medya mesajlarıyla dün bu konuda Barzani’yi uyarıyordu.
Fransız diplomat, Kürt liderin ruh halini doğru tahmin etmişti. Mesajında “Kissinger’ın sizi 1975’te sırtınızdan bıçakladığını hiçbir zaman unutmayın” diyordu.
O dönemde kanlı bıçaklı olan İran’la Irak’ı ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger barıştırmış, ne var ki yanı sıra Molla Mustafa Barzani isyanının kanlı bir şekilde bastırılmasına gözlerini yummuştu.
*
Peki, ABD bu kez de Kürtleri sırtından mı bıçaklayacaktı?
Böyle bir şey olmayacaktı tabii.
Ancak Irak’ta dengeler bozulacak ve bu durum Suriye’nin kuzeyine yönelik planları da etkileyecekti. Daha doğru bir ifadeyle ABD’nin “Kuzey Suriye” senaryosunu çıkmaza sürükleyecekti.
*
Baksanıza, Rakka’nın kurtuluşu da Ruslardan sorulur hale gelmişti. Rusya Devlet Başkanlığı Suriye özel temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Astana’da bir soruyu yanıtlarken Rakka kentinin yakın zaman içinde IŞİD’den kurtulmasını beklediklerini açıklıyordu.
Bunu bekleyen ABD ve PYD/PKK değil miydi?
*
İlginçti, çok ilginçti… Ruslar, Rakka’da IŞİD ve Fetih El Şam’a (El Nusra) karşı ılımlı grupları mücadeleye sokmayı başarmıştı. Lavrentyev, “Söz konusu gruplar çok başarılı bir operasyon yürütüyor. Rakka’nın kısmen özgürlüğüne kavuşması bunun kanıtı. Kentin birkaç ay içinde tamamen kurtulacağını umuyoruz” diyordu.
Rus diplomatın yaptığı bu açıklamayı bir Amerikalı diplomatın yapması gerekmiyor muydu? Hani Amerikalılar örgütlüyordu Rakka’nın kurtuluş savaşını?
*
Moskova’nın Ankara ve Tahran’la oluşturduğu ittifak en başta Şam’a, sonra da ılımlı muhalefete büyük moral olmuştu. Gelişmelerden anlaşılan buydu.
Washington oyuna dahil olmuştu ama elinde yanlış kart vardı. Ve her defasında o yanlış kartı masaya sürüyordu. Ama olmuyordu.
*
Şimdi de Erbil’de yaşananların barışçıl bir biçimde çözülmesi gerekiyor ki, görev Astana üçlüsüne düşebilir.
ABD ve İsrail’in baş edemediği sorunların üstesinden gelmeyi Rusya, Türkiye ve İran başardığını kanıtladığına göre… Niye olmasın?