ABD, Suriye’de, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” durumunda kalacak gibi görünüyor.

5 Ağustos’ta ABD’den gelecek askeri heyetin yeni önerilerle masaya oturacağı tahmin ediliyor ama Türkiye’nin “Güvenli Bölge” talebinde hiçbir değişiklik olmayacağını da tüm dünya biliyor artık.

Tabii haklı olarak sorulacaktır: Türkiye’nin tavrında bir değişiklik olmayacaksa ABD “oyalama” taktiğiyle ne elde edebilir?

*

Kaldı ki, sürecin de Türkiye’nin lehine ilerlediği görülüyor son Astana görüşmelerinde.

Türkiye, Rusya ve İran’ın görüşmelerinin ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde Suriye’nin kuzeydoğusundaki gelişmelere değinilirken Kürt bölgelerinde özerk yönetim kurulmasına yönelik girişimlere karşı çıkılıyor.

Bildirgede, bölgedeki uzun vadeli istikrar ve güvenliğin ancak Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesiyle mümkün olabileceği belirtilerek ortak görüş şöyle dile getiriliyor:

“Özerk yönetim kurulmasına dönük inisiyatifler de dahil olmak üzere terörle mücadele bahanesiyle sahada yeni gerçeklikler oluşturmayı amaçlayan tüm girişimleri reddettik. Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü bozmaya yönelik ayrılıkçı planlara karşı çıkma kararlılığımızı bir kez daha tekrarladık.”

Astana üçlüsünün son kararı bu. ABD’nin hiç hoşuna gitmeyecektir ama yapabileceği çok şey de yok.

Türkiye ne istiyor? 32 kilometre derinliğinde güvenli bir bölge ve PYD/YPG’nin bu bölgeden çıkarılmasını istiyor.

ABD’yse Suriye’deki Kürtleri bahane ederek Türkiye sınırına yakın bölgeye yerleşme niyetinde.

Peki, Astana bildirgesi ne diyor? “Terörle mücadele bahanesiyle sahada yeni gerçeklikler oluşturulmasını amaçlayan tüm girişimleri reddediyoruz” diyor ve Suriye’nin egemenliğiyle toprak bütünlüğüne saygı duyulmasını istiyor.

ABD için kabul edilmesi çok zor bir durum. 

*

Tabii ki, Suriye’yi Rusya’ya terk etmenin sancısı içinde ABD. Ama yapabileceği fazla bir şey yok.

ABD Suriye’yi dağıttı, Rusya toparladı.

Washington’ın hatası neydi? Netanyahu gibi bir liderin peşine takılmasıydı.

Kudüs kararı, Golan kararı…

Trump diyoruz ama sadece o değil elbette. Washington’ın kendini silkelemesi gerekiyor.

Filistinlileri yok sayarak İsrail’in her türlü yasadışı kararını ve eylemini hoş görebilmek için insanın “insanlığını” kaybetmiş olması gerekir.

Oysa Washington’da aklı başında politikacıların olmadığını kimse iddia edemez.

Washington şunu söyleyebilir: “Ne yani Suriye’yi Rusya’ya mı bırakalım?”

*

Bıraktınız zaten, siz bıraktınız.

2011’de Suriye’nin içini karıştırmaya başladığınızda yanınızda müttefikleriniz de vardı. Rusya uzaktan izlemekle yetiniyordu.

Başta El Kaide ve IŞİD olmak üzere tüm terör örgütleri de sizin döneminizde Suriye’de kök saldı.

Bugün Suriye topraklarında, belli bir oranda da olsa terör örgütü temizliği gerçekleştiyse, bu, başta Şam yönetimi olmak üzere Rusya, Türkiye ve İran sayesinde oldu.

Tabii ki, ABD’nin Kürtlerin üzerinden Suriye’ye yerleşmesini kimse istemiyor artık.

*

Sadece Suriye mi? Irak da istemiyor.

Bakınız o da çok büyük bir sorun. Bağdat yönetimi, ABD’nin Irak’ın egemenliğini ihlal edip etmediğini tartışıyor. ABD, hükümetten habersiz Irak vatandaşlarını yakalıyor, sorguluyor ama kimseye hesap vermiyor.

*

Bu gidişle Pentagon, Arabistan çöllerinden başka Ortadoğu’da barınacak yer bulamayacak.