Donald Trump “Kasabanın yeni şerifi” olmak istiyor mudur, pek belli değil.

Eski Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı PJ Crowley, “Kararlı görünüyor ama ne yapacağını bilip bilmediği henüz şüpheli” diyor.

Barack Obama, “Ortadoğu bataklığına” girmekten kaçınmıştı. Şimdi Donald Trump da öyle. O da “kaygan yokuştan” korkuyor olmalı.

Sorun şu: Amerikalılar Trump’ı kendi sorunlarını çözsün diye seçtiler. Yoksa Suriye umurlarında değil.

***

Rusya çok öfkeli… Putin’den aşağıya doğru hemen her kademeden tepki yağıyor.

Dün, İdlib kırsalında silahlı gruplara ait ne kadar mevzi varsa çoğunu bombaladı Rus uçakları. Söz konusu mevziler olasılıkla ABD ve müttefiklerinin desteklediği örgütlere aitti.

Moskova, bu arada, Suriye üzerindeki uçuşlarda ABD’yle imzaladığı protokolü de iptal ettiğini bildirdi. Protokol, iki ülke uçaklarının uçuşlarda karşı karşıya gelmelerini önlemek amacıyla düzenlenmişti.

Rusya Savunma Bakanlığı ayrıca Suriye’nin füze savunma sistemlerinin takviye edileceğini açıkladı.

Putin’in bir diğer kararıysa ABD ile bilgi paylaşımını kesmek oldu. ABD’yle askeri kanallar açık tutulacaktı ama artık bilgi paylaşımı yapılmayacaktı.

Geçenlerde Suriye, bir İsrail uçağını düşürdüğünü iddia etmiş, ancak Tel Aviv bunu yalanlamıştı. Dün de, benzer bir olay yaşandı. Suriye ordusu, İsrail’e ait bir savaş uçağıyla insansız bir hava aracını düşürdüğünü öne sürdü, Tel Aviv yine yalanladı.

Ne var ki, İsrail ordu sözcüsü Suriye topçu mevzilerine hava operasyonu düzenlediklerini, buna karşılık İsrail uçaklarına da karadan havaya füze fırlatıldığını söyledi.

***

Öyle görünüyor ki, İsrail’in bir eli hep Suriye’nin içinde…

Suriye’de bir şey olduğu zaman akla hemen İsrail’in gelmesi normal.

Onun için, şu kimyasal saldırıyla ilgili “Suriye” iddiasının bir an önce soruşturulması ve araştırılması şart.

Rusya’nın “provokasyon” endişesini yabana atmamak gerek.

 

“Kırmızı alarm aşamasına gelindi”

 

“En büyük iki jeopolitik rakip olan ABD ile Rusya, Ukrayna ve öncelikle de Suriye’de örtülü ‘savaş’ halindeler. Esad rejimi sonuncusu Halep olmak üzere bütün büyük şehirleri geri aldı. ABD’nin ilk aşamada bu çekişmeden yenik çıktığı söylenebilir. Washington’daki nüfuz sahibi güç odaklarının gelişmeleri tersine çevirmek için Suriye’de çatışma aradıkları anlaşılıyor.

ABD’nin Türkiye’deki 16 Nisan referandumundan sonra kara harekâtı yapmaya hazırlandığı unutulmamalı. IŞİD’in Doğu Suriye’deki kalesi Rakka yakınlarına şimdiden 400 komando sevk edildi. Rakka’yı alacaklar, ama sonra ne olacak? Orası kime verilecek? Bundan sonra ne gibi talepler gelecek? Uçuşa kapalı bölge mi oluşturulacak? Rusya adım adım uygulanan bu taktiğe göz yummayacaktır. Çünkü uçuşa yasak bölge Rus ve Suriye uçaklarının havalanamaması demektir. Bunun sonu çatışma olur.”

——————————————————

(Ortadoğu uzmanı Michael Lüders’in Deutsche Welle’den Marc Saha’nın bir sorusuna verdiği yanıttan alıntı.)