BBC günah çıkarıyor. Yaklaşık 7 yıldır devam eden Suriye iç savaşında diğer Batılı haber servisleri gibi, o kadar çok yalan habere imza attı ki, basın ahlakıyla ilgili temiz geçmişine geri dönmeye çabalıyor artık.
 

ABD/PYD’nin IŞİD’le yaptığı kirli anlaşmayı, belgeleriyle birlikte haberleştirmesi ve Pentagon’u suç üstünde yakalaması BBC’nin bu çabasının bir göstergesidir. Ama sıradan değildir. Önemli ve değerli bir göstergedir.
 

*
 

Ancak ABD, haberi önemsizleştirmek için işi pişkinliğe vurduruyor: “E, ne olmuş yani.  IŞİD’le PYD arasında yapılan bu anlaşma sır değildi ki… 14 Ekim’de yaptığımız basın toplantısında bu konuda bilgi vermiştik. 3 bin 500 kişi Rakka’dan ayrıldı. 300 kadarı potansiyel IŞİD militanıydı.”
 

*
 

Özrü kabahatinden büyük diye buna diyorlar herhalde: Ortada bir suç var ama onu suç olmaktan çıkarmak için ileri sürülen özür daha büyük bir suç.
 

Bir de Türkiye’yi tehdit etmesinler mi? “IŞİD’le mücadele eden ortaklarımızı her kim olursa olsun koruruz” diyorlar.
 

BBC sayesinde gördük işte Rakka’da IŞİD’le nasıl mücadele edildiğini…
 

O tehdidi savuran Amerikalı Albay Ryan Dillon gelsin de onu bizim külahımıza anlatsın.
 

*
 

İşte Dillon’ın IŞİD’le mücadele yalanını kendi yüzüne çarpan en son haber: Suriye ordusu geçen hafta Elbu Kemal kentini IŞİD teröründen kurtardı ya, tabii militanlar konvoy halinde kaçmaya başladılar. ABD koalisyonunun alanıydı o bölge. Pekalâ hava operasyonları düzenleyebilirlerdi IŞİD konvoyuna. Ama yapmadılar, adeta kaçmalarına izin verdiler. Rusya Savunma Bakanlığı da bu durumu dünyaya ilan etmekte gecikmedi; bir açıklama yaparak ABD koalisyonunu IŞİD’i doğrudan desteklemekle suçladı.
 

*
 

Peki ABD bunu niye yapıyor? Yani IŞİD’in varlığının sona erdirilmesi mümkünken niye onun ömrünü uzatıyor?
 

Tek açıklaması var: Esad’ın ömrünü kısaltmak.
 

Bunu kim istiyor? İsrail ve Suudi Arabistan!
 

Ama tarih gösteriyor ki, önünde sonunda kazanan, antiemparyalist mücadele vererek yurdunu ve halkını savunan liderler oluyor.

 

Sırada Beyaz Miğferliler ve SOHR skandalları var

 

Bakalım Suriye’deki “Beyaz Miğferliler” skandalı ne zaman patlayacak? Suriye’nin adı geçtiği için dünya, Beyaz Miğferlileri Şam’ın kurdurduğu bir sivil savunma örgütü sanıyor. Oysa Suriye’yle ve sivil savunmayla hiçbir ilgisi yok. Suriyelilere verdiği bir hizmet de yok.
 

2013 yılında örgütü kurduranlar ABD ve İngiltere. Amaç da propaganda!
 

Yani Beyaz Miğferlilerin görevi Esad’ı canavar olarak göstermek ve böylece Suriye’ye yabancı müdahaleyi çağırmak.
 

Eh, başardılar da… Washington Post’ta, New York Times’ta bile Beyaz Miğferlileri övgüyle tanıtan yazılar çıktı.
 

Son zamanlarda duyulmaz oldular. Acaba Nusra’yla birlikte çalıştıkları için mi?
 

Buna benzer bir de merkezi Londra’da “Suriye İnsan Hakları Gözlemevi” (SOHR) adıyla faaliyet gösteren örgüt vardı. O örgüt de Beyaz Miğferliler gibi Esad’ı canavarlaştırır ve Batılılara müdahale çağrısında bulunurdu. Tabii tüm bu işler yerli işbirlikçileri sayesinde yürütülürdü.
 

BBC, bakalım Batılıların bu sahtekarlıklarını da gün ışığına çıkaracak mı?