BM Güvenlik Konseyi, Suriye’nin güneybatısındaki çatışmalar ve giderek kötüleşen insani koşullar nedeniyle bugün toplanıyor.

Toplantıyı isteyenler Kuveyt ve İsveç. Onlara toplantı isteyin diyenlerse ABD ve koalisyon.

Güneyde, gerginliği azaltma bölgesindeki Dera ve çevresinden Ürdün sınırına doğru yüz binlerce insanı kapsayan büyük bir göç akınından söz ediliyor.

Doğaldır ki, göç edenlerin ihtiyacı olan insani yardımların Suriye’nin güneyine ulaştırılması gerekir.

Ama daha da önemlisi Ürdün’ün sınırlarını açmasıdır. Ne var ki Amman “Açmam” diyor. Kral bu konuda kararlı.

Almanya ise Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a “Bu pervasızca eyleme, uluslararası hukuka aykırı operasyonlara son verin” çağrısında bulunuyor.

Tabii bu ağır bir suçlama. Hem Şam’a, hem Moskova’ya.

Ancak objektif bir bakışla önce Dera’daki terör örgütlerinin ve onların arkasındaki Batı koalisyonunun uyarılması gerekirken Berlin’in yapmak istediği hedef şaşırtmak oluyor.

Kimse şaşırmıyor ama… Çünkü Suriye’de kimin ne yapmak istediği gayet iyi biliniyor.

*

Önce Münbiç’e giden, sonra Ankara’yı ziyaret eden ve Ankara’dan Bağdat’a geçen Cumhuriyetçi Parti Senatörü Lindsey Graham, ABD’nin Suriye’de kalıcı olduğunu savunuyor. Sadece savunmakla da kalmıyor, Türkiye’den Suriye’deki Amerikan varlığına destek vermesini istiyor.

Washington’ın niyetinin gizlisi saklısı kalmadı artık. Suriye’yi bölmek istiyor. Kuzeyde İsrail’in işine yarayacak bağımsız bir Kürt bölgesi oluşturmak için gerekirse Türkiye’yi de karşısına alacak gibi görünüyor.

Tehdit, Senatör Graham’dan geliyor: “Türkiye müdahalesini derinleştirirse Suriye’de kendini bataklıkta bulabilir.”

*

Washington Post gazetesinde yayımlanan bir makalede de Dera’da ABD mandasında bir serbest bölge kurulmasından söz edilirken “Suriye’yi bölme zamanı” başlığı kullanılıyor.

Yazıda önerilen taktik şöyle: Böl ve böldüğün bölgeyi kalkındır ki, ayakta kalabilsin. Böylece günü geldiğinde Suriye tümüyle bölünmüş olacaktır.

İngiliz Independent gazetesinin ünlü savaş muhabiri Kim Sengupta da Irak’taki IŞİD’in yeniden örgütlendiğini ve saldırılara başladığını ileri sürüyor.

Aynı zaman diliminde başlayan ve birbirini destekleyen gelişmeler bunlar.

ABD/İsrail’in elini kirletmesi beklenemez. Daha önce yaptıklarını tekrarlayacaklardır. Yani Esad’ın ordusuna karşı bir kez daha terör örgütlerini seferber edeceklerdir.

*

Ne ki, bu kez işleri kolay değil. Bir kere Suriye çok deneyim kazandı ve arkasında Rusya var. Örnekse, Suriye’nin İsrail füzelerini hedefe ulaşmadan vurabilmesi. Eskiden başaramıyorlardı ama şimdi yanıt verebiliyorlar.

Çin’le birlikte Rusya’nın Suriye’yi koruma altına alması, Batılılara terk etmemesi, ABD/İsrail’in hesaplarını altüst ediyor.

Anlaşılan dengeler değişirken atılacak adımlara dikkat etmek gerek. İşin sonunda pişman olmak da var…