Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Sürpriz ilişkiler ve gelişmeler

PYD konusunda iki ayrı açıklama…

Birincisi şöyle:

“PYD, [Cenevre’de] daha sonraki görüşmelerde asli bir taraf olarak yerini alacaktır.”

İkincisinin de birincisinden farkı yok:

“Münih’te 11 Şubat’ta düzenlenecek Suriye zirvesinin gündeminde PYD’nin katılımı konusu da olacak. Kürtlerin yer almadığı bir görüşmede çözüm sağlamanın zor olduğunu biliyoruz.”

*

Birincisi, ABD Başkanı Barack Obama’nın Özel Temsilcisi Brett McGurk’un, Washington’ın görüşünü Kobani’den ilan ettiği açıklama.

İkincisiyse, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcıları Mihail Bogdanov ve Gennadiy Gatilov’un açıklamaları…

*

Peki, PYD ne diyor?

“Ruslar ve Amerikalılar bize sabırlı olup beklememizi, [katılımla ilgili] kararın ilerleyen günlerde verileceğini söylediler.”

*

Gerilim had safhada…

ABD’de Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi (CSIS) Türkiye Programı Direktörü Dr. Bülent Alirıza’ya kulak verelim:

“Ankara ve Washington arasında korkunç bir görüş ayrılığı ve uçurum var. Başkan Obama’nın Özel Temsilcisi Brett McGurk’un Kobani’ye yaptığı ziyaret bunun çok açık ve somut bir göstergesidir.”

*

Joe Biden işareti vermişti oysa…

ABD Başkan Yardımcısı İstanbul ziyaretinde, PKK’ya terör örgütü derken PYD ve YPG için olumsuz tek bir kelime bile kullanmamıştı.

*

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin duyurusuna göre, Rusya pazartesi gününden bu yana Türkiye sınırıyla Halep arasındaki bölgeye 300’den fazla hava saldırısı düzenledi.

Ordu 3 yıldır terör örgütlerinin kontrolünde bulunan Halep’in kuzeyini geri aldı, ikmal yollarını kesti. Ve ilerlemeye devam ediyor.

*

Tam da bu arada, BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’dan, Cenevre görüşmelerinin 25 Şubat’a kadar askıya alındığı haberi geldi.

Daha yeni başlamıştı. Ne oldu?

Muhalefet, kritik bölgenin ve ikmal yollarının kaybedilmesini “Korkunç bir gelişme” olarak nitelendirdi. Bu durum, rejimin “Görüşülecek bir şey yok, evinize gidin” mesajıydı. Öyle algılandı.

*

Rusya’nın 30 Eylül’den bu yana sürdürdüğü hava operasyonlarıyla muhalefet tüm kazanımlarını kaybediyordu. Operasyonlar sürdükçe ortada muhalefet filan da kalmayacaktı.

ABD ne diyordu? “Bombardıman dursun” diyordu. Ama yarım ağızla… Sanki Moskova ve Washington PYD konusunda anlaştıkları gibi Esad’ı ve rejimi kurtarma konusunda da anlaşmışlardı.

*

Belki yeni bir harita hazırlamak için de anlaşma yapmışlardı…

Suriye’nin toprak bütünlüğünü sözde savunuyorlardı da, işin içine Irak’ı da katarak sınırları yeniden mi çizeceklerdi?

*

İsrail, şimdilik gelişmeleri izliyordu.

Onun güvencesi ABD’deydi elbette.

Ne ki, Rusya’dan da güvence istedi, “Suriye ordusuna verdiğin silahlar Hizbullah’ın eline geçmesin” dedi. Tüm kırmızı çizgilerini Moskova’yla paylaştı.

Kremlin’den gelen yanıt ferahlatıcı oldu. Özellikle silah konusunda İsrail’in kuşkuya kapılmasına gerek yoktu.

*

Belli mi olurdu? Bakarsınız Suriye düze çıktıktan sonra İsrail’le de ilişkiler yoluna girerdi…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X