Suudi Arabistan’da tahtın tek vârisi olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman ne dediğini biliyor mu?
Söylediklerinin ne anlama geleceğini kestirebiliyor mu?
Bakın neler diyor:
“Önümüzdeki yılları yıkıcı düşüncelerle uğraşarak geçirmeyeceğiz. Aşırılıkçılığı çok yakında bitireceğiz. Onları derhal yok edeceğiz. Açık bir toplum ve ılımlı bir Suudi Arabistan yaratacağız. Onun için ülkenin kültürel değişim geçirmesi gerekiyor. Ve bizim bu konuda küresel desteğe ihtiyacımız var.”
*
İyi de bu bir itiraf aynı zamanda. İtiraf edilen de en kanlı katliamlar…
El Kaide’nin 11 Eylül saldırıları, Taliban’ın Afganistan’ı mahvedişi ve IŞİD’in Suriye, Irak ve Libya başta olmak üzere birçok ülkede korkunç eylemler gerçekleştirmesi…
Hepsi Suudi Arabistan’ın da damgasının olduğu kocaman bir terör paketi.
Peki, bunun hesabı Riyad’dan sorulmayacak mı?
*
Veliaht Prens’in ülkesiyle ilgili düşünceleri iyi düşünceler elbette. Ancak geçmişte yaşananların hesabı verilmeden arzu ettiği “kültürel değişimin” sonuç vermesi olanaksız.
Riyad’ın adının karıştığı katliamların üzerini örterek Suudi Arabistan temize çıkarılamaz.
Bakınız, New York’ta ikiz kulelerde yaşamını yitirenlerin aileleri Suudiler aleyhine birçok dava açtılar mahkemelerde. Aileler ağır tazminatlar talep ediyorlar.
Şimdi duruşmalarda Prens Muhammed bin Selman’ın itirafı ciddi bir kanıt olarak ileri sürülebilir.
*
Selman’ın kültürel anlamda bir devrimi hedeflediği yazılıp konuşuluyorsa yardım etmek gerekir. Bunda sorun yok.
Ama önce Riyad’ın yargılanması gerekir: Terör örgütlerine yapılan yardımlar, silahlar, paralar…
Örneğin Suriye ve Yemen ileride hesap soracaktır.
İşte yeni bir haber, Beyrut’tan yayın yapan El-Mayadin televizyonunun haberi:
“Suudi yetkililerin 18 Mart 2013 tarihinde Özgür Suriye Ordusu’na 120 ton patlayıcı madde göndererek Şam’a saldırı talimatı verdiği belgelendi. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) açığa çıkarılan belgesinde Riyad’ın ÖSO’dan Esad’ı devirmesini istediği bildirildi.”
Öte yandan Libya, Irak, belki daha sonra Afganistan, Suudilerin peşini bırakmayacaktır.
*
Çok suçu var Suudi Arabistan’ın. Yemen’deki kolera salgınından bile Riyad sorumlu. Çünkü salgın Suudilerin açtığı savaş sırasında ortaya çıktı. Çok sayıda da çocuk öldü.
ABD ve İsrail bu konularda BM’de Güvenlik Konseyi’nde alınacak kararlara engel olmak ve Suudi Arabistan’ı korumak isteyeceklerdir kuşkusuz.
Ama başta Rusya ve Çin olmak üzere diğer üyeler Riyad üzerindeki koruma kalkanını kırmak zorundalar.
Çünkü Suudilere hesap sorulamazsa Ortadoğu’ya barış gelmez…