ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Ankara’yla PYD’nin uzlaştırılması gerektiğini savunuyor.
Hatta bir makale de yazmış bu konuda.
Yalnız da değil, Dışişleri’nin eski kıdemli danışmanı David Pallock’la birlikte…
Chicago Tribune’de yayınlanan makalede savunulan tez ikisinin de ortak görüşünü yansıtıyor:
İran, Esad ve Rusya üçlüsü Türkiye için PYD’den daha büyük bir tehdittir.
Karşılıklı tavizlerle sağlanacak bir uzlaşı hem Türklerin, hem Kürtlerin, hem de ABD’nin çıkarlarına hizmet edecektir.
Makalenin devamında bu uzlaşının gerçekleşmesi için atılacak adımlar tartışılıyor.
*
İlk adım ne olabilir?
Jeffrey ve Pallock’un ilk adım önerisi şöyle: PYD’nin PKK’yla arasına mesafe koyması gerekir.
Eğer PYD bunu başarabilirse, Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhaliflerle diyalog kanalları oluşturulabilir.
Tabii, bu arada ABD, Kürtlerden gelecek ayrılıkçılık hareketine ve PKK’yla PYD’nin olası işbirliğine karşı çıktığını Ankara’ya göstermeli ve onu içtenliğine inandırmalı.
Her iki diplomat, ortak yayınladıkları makaledeki tezlerini şu cümleyle tamamlıyorlar:
‘Bu zor bir süreç ama acilen yerine getirilmesi gerekir.’
*
İşe bakın ki, James Jeffrey/David Pallock makalesinin konuşulduğu gün, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert basın brifinginde “PYD” adı yerine “PKK” adını kullandı.
Gazeteciler, Nauert’ten düzeltme beklediler. Ama sözcü, düzeltme gereği duymamış olmalı ki, “Türkiye dikkatini IŞİD’den ayırdı. PKK’nın peşine düştü” diyerek açıklamasını sürdürdü. Ne ki, yanlış değildi, doğru olanı söylüyordu.
PYD adı, Türkiye’nin öfkesini düşürmek için PKK’nın üzerine geçirilmiş bir kılıftı.
Dışişleri Sözcüsü Nauert de, PKK ve PYD diye iki ayrı Kürt örgütü olmadığı için, araya nasıl mesafe konulacağını bilemezdi. Çünkü ikisi aynı şeydi.
*
Jeffrey ve Pallock’la Dışişleri Sözcüsü Nauert arasındaki fark, diplomatlık farkıydı.
Sözcü, henüz yolun başındaydı.
Jeffrey ve Pallock’sa unlarını elemiş, eleklerini asmış diplomatlardı; PYD ve PKK’yı iki farklı örgüt olarak sunabilirler, gerektiğinde şapkadan tavşan da çıkarırlardı…
Afrin’de sürpriz gelişme: Esad’dan yardım istediler
ABD’nin kontrolü altındaki Afrin Kürt yönetimi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ilerleyişini gerekçe göstererek, Suriye hükümetini kuzey sınırını korumaya çağırdı. Yapılan açıklamada, “Suriye devletini Afrin karşısındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye, bölgenin sınırlarını güvence altına almak adına Suriye silahlı kuvvetlerini mevzilendirmeye çağırıyoruz” denildi.
Avrupa ve ABD haber ajanslarına da dağıtılan açıklamada kuzeyde yerleşik durumda bulunan Pentagon birlikleri ve Amerikan silahları konusuna değinilmediği görüldü.
Afrin’deki yerel yönetim Şam hükümetinden Suriye hava sahasına giren Türk uçaklarına neden müdahale edilmediğini sordu.
Bu, sürpriz bir gelişmeydi. Ancak Kürt yönetiminin önce Suriye’nin kuzeyindeki PKK-ABD beraberliğine bir açıklama getirmesi beklenirdi.