Ve Çin, Filistin sorununun çözümü konusunda nihayet ağırlığını koydu.
İlkin, 21-22 Aralık’ta Pekin’de Filistin-İsrail Barış Konferansı düzenlendi.
Çin’in Ortadoğu Sorunu Özel Elçisi Gong Xiaosheng yönetiminde gerçekleştirilen konferansa her iki taraf da sekizer kişilik heyetlerle katıldı.
Konferansta Filistin ve İsrail’den sivil toplum kuruluşları temsilcileri “iki devletli çözümün” tek uygulanabilecek plan olduğunu ortaklaşa savundular, tek yanlı eylemlerden kaçınılması konusunda da görüş birliğine vardılar.
Konferansın kapanışında bir konuşma yapan Özel Elçi Gong, iki ülkenin geleceği açısından “Yahudi yerleşiminin durdurulmasının, Kudüs’ün semavi dinlerin kutsal yeri olarak korunmasının, ilişkilere zarar veren girişimlere karşı önlem alınmasının ve Gazze’deki insani durumla ilgili sıkıntıların giderilmesinde işbirliği yapılmasının” şart olduğunu vurguladı.
*
İkinci olarak Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Pekin’de, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın özel elçileri Ahmed Majdalani ve Nabil Sha’ath’ı kabulünde yaptığı konuşmada “iki devletli çözüm planını ve 1967 sınırlarına göre başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletini” desteklediklerini bildirdi. Wang Yi, “Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu’da barış sağlanamaz” dedi.
Abbas’ın özel elçileri bu arada, Çin’in Ortadoğu’da daha büyük bir rol oynamasını beklediklerini ifade ettiler.
*
ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail yanlısı absürd politikasını uygulamaya başlamasının ardından geliyor Çin’in söz konusu adımları.
Ortadoğu gibi bir bölge ABD’ye, İsrail’e, Suudi Arabistan’a bırakılır mı?
Çin, İsrail’e ne diyor? 1967 sınırı diyor. Yani işgal ettiğin topraklardan çekileceksin diyor.
Olasıdır ki, buna Suriye’de işgal ettiği Golan Tepeleri de dahil edilecektir.
Yeter artık! BM Güvenlik Konseyi karar alacak ama İsrail bu karara uymayacak.
Ortadoğu’nun ve Asya’nın batısının istikrara ihtiyacı var. İstikrar için de barış gerekiyor.
Ama görülüyor ki, ABD, İsrail ve Suudi Arabistan istikrarsızlıktan beslenmek istiyorlar.
Oysa köprülerin altından çok su aktı. Şimdi ne Çin, ne Rusya, ne Türkiye, ne İran, ne Irak, ne Suriye, hatta ne Avrupa, vampir devletlerin istikrarsızlık yaratmasına izin verir…
Artık o günler çok gerilerde kaldı.
*
Şimdi diplomatik tecride maruz bırakılma sırası ABD’ye geldi: Avrupa uzaklaştı. Washington’ın stratejik ortakları Ürdün ve Mısır bile yardımların iptal edilmesi pahasına Trump’ın kararına karşı çıktı.
50 yıldır değişmeyen politikalar bir anda yerle bir olunca ABD hızla düşüşe geçti.
Dış politika üretmek ve yönetmek çocuk oyuncağı değil.
Ne var ki Trump, bunun da farkında değil.
ABD’deki son kamuoyu yoklamaları Trump’ı ülke için “ayakbağı” olarak gösteriyor. Bu durum Kongre araseçimlerinde Demokrat Parti’nin yükselişinden de anlaşılıyor.
Yalnız, Amerikalı seçmenin Donald Trump’ı sandığa gömebilmesi için daha çok zaman var.
Dünyanın şansıysa Rusya’nın yanı sıra Ortadoğu’da Çin’in de boy göstermesiyle ABD ve İsrail’in kontrol altına alınmasında olabilir.