ABD’de 11 kişinin ölümü 6 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Sinagog baskınıyla İsrail’in Gazze saldırıları hemen hemen aynı zamana denk geldi. Tabii ki bu bir rastlantıydı.

Baskını düzenleyen beyaz Amerikalı, Yahudilerin ölmesini istediğini söylüyordu. Sosyal medyadaki mesajındaysa “Halkımın katledilmesini bekleyemem, ben içeri giriyorum” diyordu. Sinagoga girdi ve öldürdü.

FBI eylemi, “nefret saldırısı” kapsamında incelemeye aldı.

Papa Francis, “Toplumlarımızdaki nefret ateşini söndürmesi ve insanlık duygusunu güçlendirmesi için” Tanrı’ya dua etti.

Almanya hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı düzeyinde tepki gösterdi. Merkel, “Hepimiz Yahudi düşmanlığıyla her yerde kararlılıkla mücadele etmeliyiz” derken Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ABD Başkanı’na gönderdiği mesajda “Yahudi karşıtlığının karşısında ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini” belirtti.

Ve daha birçok taziye mesajında benzer görüşler paylaşıldı.

*

Olayın ABD açısından biri Yahudi düşmanlığı, diğeri silah satışı olmak üzere iki boyutu var. Silah satışından kaynaklanan sorun ABD’nin kendi sorunu.

Ama Yahudi düşmanlığı öyle değil, tüm dünyanın sorunu.

Bu düşmanlık nereden, nasıl kaynaklanıyor? Ve önüne geçilmesi için neler yapılmalı? Güncelliğini koruyan sorular bunlar.

Bugüne değin çok sayıda düşünür bu soruları yanıtlamaya çalıştı, araştırmalar yaptı, kitaplar yazdı ama Yahudi düşmanlığının önünü kimse alamadı.

*

Geriye İsrail’in yaptıkları kalıyor.

Amerika’nın Pennsylvania eyaletine bağlı Pittsburgh kentindeki sinagog saldırısı sırasında İsrail savaş uçakları da Gazze’yi bombalamayı sürdürüyorlardı.

Ancak, hemen her gün aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu onlarca Filistinli can verirken ne ABD’den ne Avrupa’dan bir Allah’ın kulu çıkıp da İsrail’den hesap sormuyor/soramıyordu.

Tabii ki, İsrail’in Filistinlilere yaptıklarının karşılığı, Yahudileri öldürmek olmamalı. Ama zaten dünya üzerindeki Yahudi toplumları da İsrail’deki hükümetlerin her yaptığını onaylamıyorlar.

Örneğin, Pittsburgh’daki sinagogda can veren Yahudiler belki de Tel Aviv yönetimlerinin Filistinlilere yönelik saldırılarına karşı çıkıyorlardı.

*

BM Güvenlik Konseyi’nden İsrail’in aleyhine çıkarılmış çok sayıda karar var. Kararların çoğu, toprak işgallerini, insan hakları ihlallerini, Filistinlilere ve komşu ülkelere silahlı saldırı eylemlerini kapsıyor.

Ancak Filistin’le ilgili BM kararlarının uygulanması sıfır. Tabii BM’nin saygınlığı da sıfır. Ve bu durum 1948 yılından bu yana devam ediyor.

En son BM Genel Kurulu’ndan Türkiye’nin girişimiyle ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararına tepkiyi içeren bir karar tasarısı çıkmıştı.

Ama ABD’nin vetosu nedeniyle onun da yaptırım gücü olmayınca hiçbir anlamı kalmadı.

*

Birleşmiş Milletler verilerine göre Filistinlilerin günde 5 saatten fazla elektriğe erişimleri yok. Gazze’deki içme suyuna deniz suyu ve lağım suyu karışıyor. Buna isyan eden Filistinlileri de İsrail öldürüyor.

Sinagog saldırısına çoğu ülke tepki gösterdi, kınama mesajları yayınlandı vs.

*

İyi de Yahudiler insan da, Filistinliler insan değil mi?