Geçtiğimiz hafta sonu dördüncüsü düzenlenen Bursa Graffiti Şenliği, şehre enerji, renk ve değer kattı. Müzeyyen Senar Caddesi boyunca yükselen hipodrom duvarları, artık sadece beton değil; fikir, hayal ve ifade özgürlüğü ile örülü bir sanat galerisi.

Türkiye’den çıkıp dünya çapında üne ulaşmış abilerimizle, arkadaşlarımızla, yurt dışından gelen misafir sanatçılarla Bursa’da boyamanın gururu ve mutluluğu içerisindeyim.

Festivalin hipodrom duvarlarında yapılmasından ilhamla, tasarımıma bir at figürüyle başlamıştım. Ardından, “At, Avrat, Silah” sözü birden aklıma düşüverdi. “At, mobiliteyi ve gücü; avrat, eşi ve aileyi; silah ise savunmayı ve şerefi sembolize ediyor bildiğiniz üzere. Avrat kelimesinin biraz kaba ve cinsiyetçi kaçabileceğini farkında olarak, silah kısmını sanat ile değiştirip, “At, Avrat, Sanat” diyerek hem modern bir perspektif sunmaya hem de yaratıcı ve barışçıl bir önermeye ulaşmak istedim. Zira sanatın en güçlü silah olduğuna inanıyorum.

Eserin manifestosunu bu şekilde Mustafa Bozbey’e anlattıktan sonra, kendisi bu yaklaşımdan çok memnun olup, tebriklerini iletti. 2000lerin ortasında, yaptığımız çalışmaların Belediye tarafından hemen silindiği dönemlerde; Belediye Başkanı’mızın bizi tebrik edip, bu denli büyük çapta bir graffiti festivaline destek vermesi bizler için bir rüyaydı.

Birlikte daha güzellerini yapmak dileğiyle, emeği geçen herkese, özellikle de bu vizyona destek veren Büyükşehir Belediyesi’ne gönülden teşekkürler!

 

Sanatçıların bir kısmı eserlerini henüz sosyal medya hesaplarından paylaşmadıklarından, buraya kendi eserlerini eklemiş bazı sanatçıların çalışmalarını bırakırken, sizleri bu çalışmalardan çok daha fazlasını hipodrom duvarlarında çıplak gözle görmeye davet ediyorum!