“Bursa’da kültür sanat alanında yapacak bir şey bulamıyoruz! Bulduklarımız da çok pahalı” diyenlere müjde!

Sizlere bu hafta sonu muhakkak katılmanız gereken, hem de tamamen ücretsiz olan 3 etkinlikten bahsetmek istiyorum.

 

Varan 1: Uludağ 100 Yaşında Sergisi

Uludağ 100 Yaşında Sergisi, bir dağın zamana karşı direnen hikayesi.

Kent Müzesi’nde açılan sergi, dağın mitolojik köklerinden bugüne uzanan hikayesini anlatıyor.

Olympos’tan Keşiş Dağı’na, oradan bugünkü Uludağ’a uzanan isim yolculuğu, fotoğraflar ve belgelerle bir belleğe dönüşüyor.

Dağın bilim ve sanatla kurduğu ilişkiye, Bursalıların günlük yaşamında bıraktığı izlere arşiv belgeleri, afişler, fotoğraflar, hatta dağa adını veren Dr. Osman Şevki Uludağ’a dair kitaplara rastlamak mümkün.

Açılışta tanıtılan, “Dağın Kızı” ve mahallemizin afili abisi Samet Altıntaş’ın kaleminden çıkma “Dr. Osman Şevki Uludağ” kitaplarından ilki dağın mitolojik yanını anlatırken, diğeri ise onun ismine ruh veren cumhuriyet aydınına odaklanıyor.

Uludağ 100 Yaşında Sergisi’ni bize yalnızca doğayı değil, kent belleğini, hatta aidiyet duygusunu da hatırlatması açısından çok kıymetli buluyorum.

Bursa’nın geçmişine merak duyan ve Bursa’ya kıymet veren herkesin gezmesi gereken bir durak.

Bonus olarak çok sevdiğim yazar Sunay Akın’ın sergiye katılıp çektirdiği fotoğrafı buraya bırakıyorum.

 

Varan 2: Dede Korkut Bursa Yazması Dijital Sergisi

Bursa Kapalıçarşı’da antikacılık yapan İbrahim Koca’nın dükkana gelen el yazmaları arasında tesadüfen bulduğu bu el yazması, Dede Korkut Hikayeleri’nin daha önce sadece Dresden (Almanya) ve Vatikan (İtalya) nüshaları olarak bilinen iki el yazmasına üçüncü olarak eklenmesiyle büyük bir kültürel heyecan yaratmıştı. 1600’lü yıllara ait olduğu düşünülen bu Bursa Yazması, Dede Korkut hikayelerinin metin varyantlarını, sözcük kullanımlarını, anlatı farklılıklarını tespit etmek açısından çok değerli bir kaynak olarak görülüyor. Bursa Yazması metin açısından bazı okuma zorluklarını giderecek potansiyele de sahip. Örneğin, Dresden nüshasında okunması kuşkulu bazı sözcük ve ibareler, Bursa Yazması sayesinde daha net ve anlaşılabilir hale geliyor.

 

(2022 Yılı’nda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Tıpkı Basımını Yayımlarken Kullandığı İllusturasyon)

Muradiye El Yazmaları Müzesi’nde açılacak olan dijital sergi sayesinde Dede Korkut’un yüzyıllar öncesine uzanan sözleri artık ekranlardan bize ulaşacak. Bursa Yazması’nın sergilenmesi, sadece bir belgeyi değil, bir kültürün sesini bugüne taşıyor. Dede Korkut hikayelerini çocukken dinlemiş olanlar için nostaljik, gençler için ise dijital bir keşif. Geçmişle bugünü böyle zarifçe buluşturan işler, bence Bursa’nın en güzel yanını temsil ediyor.

 

Varan 3: Bellek Bursa- Ali Sürmeli Söyleşisi

Hafta sonunun bir diğer etkinliği ise Ali Sürmeli’nin konuk olacağı “Bellek Bursa” söyleşisi. Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlikte, ünlü oyuncu kendi hayatının Bursa sayfalarını anlatacak. Çocuk yaşta babasının memuriyetiyle geldiği şehir, Merinos Fabrikası’ndaki işçilik günleri, Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu’ndaki seçmeler, dostu Erkan Can’la yollarının kesişmesi…

Moderatörlüğünü Sibel Bağcı Uzun’un yapacağı söyleşi, bir sanatçının kişisel belleğini kentin kolektif hafızasına dahil edecek. Bursa Bellek Söyleşileri, şehrin sadece anıtsal ve tarihi yapılardan ya da belgelerden değil, yaşayan insanların anılarından da inşa edildiğini, bizlere bir kez daha anlatmış olacak.

Bu hafta sonu biraz durup düşünmek, biraz da şehirle yeniden bağ kurmak isterseniz, bu üç etkinlik tam size göre. Hem bana kalırsa, kültür dediğimiz şey, sadece deneyimlediğimiz bir etkinlik değil yaşadığımız şehri yeniden hatırlamanın başka bir yolu!