Orijinallik ve ilginçlikler ülkesi olan Japonya’yı araştırdıkça sürekli yeni şeylere tesadüf ediyorum. Daha önce bu köşede her şehrin simgesel noktalarına özel tasarlanan rögar kapaklarından bahsetmiştim. Japonya bu konuda epey geniş ve hatta renkli tasarımlara sahip. Bu hafta ise Japonya’nın neredeyse her tren, metro ve teleferik istasyonunda bulunan Eki Damgaları’ndan (İstasyon Damgaları) bahsetmek istiyorum.

Her istasyonda, tasarımları, bulundukları şehri, o bölgenin tarihini, doğasını ya da simgesel yapılarını yansıtan damgalar var. Mesela Kyoto’da bir tapınağın siluetini, Hokkaido’da kar tanelerini, Tokyo’da meşhur kulesini görebiliyorsunuz. Yolcular için bu damgalar yalnızca kâğıt üzerindeki bir iz değil aynı zamanda seyahatlerinin somut bir hatırası, küçük birer koleksiyon parçası haline geliyor.

Trene ya da metroya binmek için geldiğiniz istasyonda, biletinizi aldıktan sonra orada sizi bekleyen bir damga masasına uğruyorsunuz. Yanınızda taşıdığınız seyahat ya da eskiz defterinize, o istasyona özel damgayı basıyorsunuz. Böylece seyahatiniz boyunca geçtiğiniz her istasyon, defterinizde bir iz bırakıyor. Çocuklar için eğlenceli bir oyun, yetişkinler içinse hem nostaljik hem de turistik bir hatıra. Hatta Japonya’da birçok kişi sırf bu damgaları toplamak için özel seyahatler dahi yapıyor.

Japonlar koleksiyon yapmayı ve biriktirmeyi oldukça seven insanlar. 2023’te Cannes’da en iyi aktör ödülünü alan Perfect Days filmini hatırlayalım. Yaşlıca bir temizlik işçisi, öğle aralarını geçirdiği parktaki ağaçların, taç utangaçlığı denilen birbirine dokunmayışlarının fotoğrafını yıllardır her gün aksatmadan çekip biriktiriyor. Filmin bir bölümünde küçücük evinde, sırf bu fotoğrafları saklamak için kocaman bir alan ayırdığına dahi şahit oluyoruz. Pokemon ve diğer animelere ait karakterlerin kartlarını ve figürlerini biriktirmeleri ve bunların müzayedelerde büyük paralara satılması da Japonların biriktirme tutkularının bir başka örneği.

İstasyon damgalarına dönecek olursak, esasında mesele çok basit: Küçük bir damga, büyük bir kültürel deneyime dönüşüyor. Bir yandan şehirlerin kimliği tanıtılıyor, diğer yandan insanların seyahate bakışı daha keyifli hale geliyor.



Şimdi dönüp kendimize soralım. İstasyon damgaları neden Bursa’da da olmasın? Bizim de Ulucami’miz, Yeşilimiz, Irgandı Köprümüz, Muradiyemiz, hatta Cumalıkızık sokaklarımız var. Metro istasyonlarımızda, teleferikte, otogarda ya da turistik noktalarda Bursa’ya özgü damgalar olsa, turistler de tıpkı Japonya’daki gibi kendi defterlerine bu hatıraları taşısa, şehrin cazibesine farklı bir boyut katmaz mı? Günümüzde sosyal medyada paylaşılacak fotoğraf ve videoların da etkisini kullanarak, çok küçük yatırımlarla Bursa’nın nüfuzunu ne denli arttırabileceğimizi düşünün. Bursa’nın turizmine değer katacak böyle yaratıcı dokunuşlara her zaman ihtiyacımız var! Küçük bir fikir, büyük bir etki yaratabilir!


Flipboard