Bursaspor’un cumartesi günü konuk ettiği Altınordu’ya ligdeki ilk puanını 90+2’de hediye ettiği hepinizin malumu.

Maçın 1-1 bittiği herkesin malumu da…

Bursaspor’un nasıl oynandığını, alınan 1 puana sevinmeli mi, yoksa kaybedilen 2 puana üzülmeli mi bunu tribündeki az sayıdaki taraftar ve basın mensupları haricinde bilen yok.

Bunun tek müsebbibi de Recep Günay başkanlığındaki Bursaspor yönetiminin aldığı ‘maç hiçbir mecra tarafından yayınlanmayacak’ garabeti.

Gerçi biz yönetimin aldığı kararları garipsiyoruz da sanki tüm kararlar taraftara zulmetmek için oldukça bilinçli gibi.

Yoksa işçi kenti Bursa’da cumartesi gündüz saatlerinde oynanan bir maça taraftarın istese de gidemeyeceğini bilmeyen yok.

Bu Bursaspor Süper Lig’de oynarken de böyleydi, 1. Lig’de oynarken de. Doğal olarak 2. Lig’de oynarken de değişen bir şey olmadı.

Ancak daha düne kadar yeşil beyaz sevdalıları maça gidemese de bir şekilde o karşılaşmayı izlemeyi başarırdı.

Altınordu karşısında yönetim bu haklarını da ellerinden aldı.

Ha çok da üzülmesinler, zalimin zulmü maça gidenlerin de yakasını bırakmamış. Onlara da büfeleri kapatıp, ‘size su bile yok!’ demişler.

İşler daha ne kadar kötüye gidecek gerçekten tahmini zor.

‘O kadar da olmaz’ dediğimiz ne varsa ‘hukukçu’ başkan marifetiyle bir bir karşımıza çıkıyor.

Sahi zulmetmek yasal mı?

OYUNCULAR EN MASUMU

Böyle bir ortamda son dakikalarda kaybedilen 2 puan için kime neye kızacaksın.

Burada en masumu en başta futbolcular sonra da teknik heyet.

Çünkü onlar kapasiteleri oranında ellerinden geleni yapıyorlar. Bazen şapkadan tavşan çıkarıyorlar, bazen kolayı yapamıyorlar. Ama ellerinden geleni gerçekten yapıyorlar.

Daha iyisini herkesten çok istiyorlardır ancak güçleri de kapasiteleri de yetmiyor.

Hem sanki daha iyisi olabiliyor da yönetim mi almıyor!

Pardon! Daha iyilerin önünü de birileri kesiyordu değil mi?

Neyse ya 30 milyon dolarlık arsaları geri alacağız ya o zaman uçuşa geçeriz!

Tabii 60 yıllık çınar bunca fırtınaya dayanabilirse.