Ertan Erkuvvet
Ertan Erkuvvet
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

El birliğiyle futbolu yok ediyorlar!

Köşe Yazısını Dinle

Geride bıraktığımız pazartesi günü Süper Lig, ‘dünya derbisi’ne sahne oldu.

Ne kadar şaşalı değil mi; dünya derbisi!

Peki sonuç; pek çok derbide gördüğümüz gibi futbol adına koca bir sıfır.

Ancak maç sonrası demeç savaşları yine zirvedeydi.

Sahada hiçbir şey yapmayıp, saha dışında bu kadar konuşmak bizim olmazsa olmazımız zaten. Yani icraat sıfır, çene gırla.

Tabii bu derbiyi, önceki yıllardan ayıran çok önemli bir özellik vardı; Sloven hakem Slavko Vincic.

1970 yılından sonra ilk kez Türkiye liglerinde bir maçı yabancı hakem yönetti. Çok mu iyi yönetti?

Değerlendirme yapmak için ortada futbol maçına benzer bir şey görmemiz lazımdı, ancak ne gezer.

Hakem adına öylesine rahat bir maç oldu ki; koy sahanın ortasına bir sandalye Ahmet Çakar ya da Erman Toroğlu oturarak yönetsin.

Fenerbahçe’nin 1-2 pozisyonunun dışında aksiyonu olmayan, diğer derbilerden son derece farklı olarak saha içinde gerginlik yaşanmayan bir sözüm ona büyük maç!

Sonra ne hikmetse Beşiktaş ve Trabzonspor da Vincic’in her iki takımla oynayacakları maçları yönetmesini istediklerini açıkladılar.

Ardından da pek çok kulüpten yabancı hakem talebi gelmeye başladı.

Ne diyelim bizim hakemler de artık halı sahada düdük çalar!

Türk hakemliğini el birliğiyle bitirin de kurtulalım.

Zaten elde pek bir şey kalmadı!

***

Derbi sonrası bir de Jose Mourinho’nun açıklamaları vardı ki yangını iyice körükledi.

Hakem odasına gidip Vincic’i tebrik ettiğini söyleyen Portekizli, maçın 4. hakemi Atilla Karaoğlan’a da “Siz yönetseydiniz içine ederdiniz” dediğini açıklamakta sakınca görmedi.

Bir de Galatasaray yedek kulübesi için “Maymun gibi zıplıyorlardı” sözlerini kullandı ki, infial işte orada çıktı.

Galatasaray Kulübü bu sözleri ‘ırkçılık’ olarak nitelerken, Fenerbahçe tarafı ise teşbih olduğunu, bırakın ırkçılığı, hakaret özelliği dahi taşımadığını iddia etti.

Ben de bu sözlerin ırkçılık ifade ettiğini düşünmüyorum, ancak sevimli bir benzetme olmadığı da ortada.

Nitekim PFDK da, ‘hem Türk futbol camiasını hem de Türk hakemlerinin tümünü içine alacak şekilde aşağılayıcı, rencide edici ifadelerle Türk futbolunu kaos ve düzensizlikle itham etmesi suretiyle Türkiye’deki futbol faaliyetinin marka değerini tahkir eden eylem ve söylemler’den 2, sporda şiddet ve düzensizliği teşvik edebilecek, toplumu ayrıştırıcı ve bölücü nitelikte anlam içeren ve taraftar olaylarına neden olabilecek türden ifadeler’ nedeniyle 2 olmak üzere Mourinho’ya 4 maç ceza verdi.

Ha bu durum bir delinin arı kovanına çomak sokması mı, dışardan bakan birinin ‘kral çıplak’ demesi mi, yoksa egolu birinin Türk futbolunu hakir görmesi mi karar sizin.

Ben sadece, ‘söyleyene değil, söyletene bak’ diyorum.

Koltuk belasına iki kulübün her türlü şımarıklığına göz yuman, işlerin bu noktaya gelmesinde hiç payları yokmuş gibi utanmadan, sıkılmadan ‘futbolu temizleyeceklerini’ söyleyen yöneticiler bu enkazın altında kalır kalmasına da…

Acaba enkazı kaldırmaya gelenler farklı mı olur!..

Bir de dipnot: Hakemler bu yaşananlara nasıl bu kadar sessiz ve tepkisiz anlamakta güçlük çekiyorum.

Bu yapılanlar Halil Umut Meler’e atılan yumruktan daha mı az sizce!

Adil olmadığınızı, beceriksiz ve yetersiz olduğunuzu söylemeleri hiç mi kanınıza dokunmuyor…

Hayret!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X