2010 yılındaki şampiyonluktan bu yana gelen her yönetimin peş peşe yaptığı hataların cezasını, hiç de hak etmediği bir ligde oynamak zorunda kalarak çeken Bursaspor, hâlâ ayakta kalmayı başarabiliyor.

Hem de garipliklerle dolu bir sezon geçirmesine rağmen.

Transfer tahtasının kapalı oluşu, yetmezmiş gibi bir de FIFA tarafından gelen iki dönem transfer yasağı sonrası ligi bu kadroyla geçirmek zorunda olduğu gerçeğiyle yüzleşen yeşil beyazlı yönetim sakatlıkların da etkisiyle daralan kadroya yapabileceği tek takviyeyi Özer Hurmacı’yı 1,5 yıl sonra futbola döndürerek yapmıştı.

Tabii Vakıfköy’den dönen Çağatay Yılmaz’ı saymazsak.

Kabul edelim ki Türk ve dünya futbolunda eşine az rastlanan bu durum mecburi ve bir o kadar da garipti.

Sonra aynı Özer, sadece iki maçta toplam 60 dakika forma giymişken, sezona sportif direktör olarak başlayıp teknik direktörlüğe evrilen İsmail Ertekin ile yolların ayrılması sonrası, Bursaspor tarihinin ilk futbolcu-teknik direktörü oluverdi.

Yine kabul edelim ki bu durum da ender rastlanan bir gariplikti.

Ancak tüm bu gariplikler sonrası Timsah bu sezon ilk kez 3 maç üst üste galip gelerek, bir anda düşme hattından sıyrılıp ‘play-off olur mu’ dedirtmeye başladı.

Hem de taraftarından yoksun kalmışken.

Bir enteresan ayrıntı da Bursaspor’un Süper Lig’den düştükten sonra hiç 4 maçlık seri yakalayamaması.

Ne dersiniz bu çocuklar Özer Abileriyle bir gariplik daha yapıp Düzce’den 4. galibiyet ve play-off umutlarıyla döner mi?..

BERAT ALTINDİŞ IŞILDIYOR!

Son haftaların en garip olaylarından biri de kuşkusuz ki Berat Altındiş’in müthiş yükselişi.

27. hafta sonunda sadece iki gol atabilmiş, tüm camia ondan ümidini kesmiş, hatta formayı da kaptırmışken, tam da Hasan Sabri’nin sakatlandığı Tarsus’ta 1 gol, iki asistle silkelendi. Ardından Bayburt karşısında profesyonel kariyerinin ilk hat-trick’ine imza atarak yeniden umutlandırdı, 21 yaşındaki forvet.

İnegöl karşısında da yaptığı baskıyı Çağatay’a asistle bitiren Berat, 24Erzincanspor karşısında da galibiyeti getiren golle son 4 maçın kahramanı oluverdi…

Ama benden naçizane bir tavsiye maçlardan sonra kaçırdıklarını da bir izlesin. Çünkü 24Erzincan karşısında kaçırdığı golün bir izahı olmalı.

Hele ki daha zorunu atabiliyorken.

ÇAĞATAY’I DA UNUTMAYALIM

Tabii bu çıkışta önemli bir payı olan Çağatay Yılmaz’ın da hakkını teslim edelim. Önemli bir yeteneğe sahip olduğu ortada. Takıma döndükten sonra tüm maçlara ilk 11’de başlaması ve 2 gol, 3 asistlik performansı da bunu gösteriyor. Ancak artık genç futbolcu tanımlamasını geride bırakmak üzere olan Çağatay, yapmaya çalıştığı ekstraların kendisini ön plana mı çıkardığını yoksa Bursaspor’la yollarının bir çok kez ayrılmasına mı yol açtığını iyi düşünmeli.

Çünkü garip(!) ama futbol basit oynandığında da güzel olabiliyor.

Bu arada Hasan Ayaroğlu’nun artan performansını görmezden geldiğimi de zannetmeyin.

Ama zaten Hasan’ın bu seviyenin altına inmesi garipti!