Bursaspor’da şu dönemde işler tıkırında.

Saha dışında iyi yönetilen kulüp, saha içinde de aldığı sonuçlarla zirvede yalnız kalma yolunda hızla ilerliyor.

Bu tablo, kente güven veren bir oluşum olduğunda Bursaspor için herkesin taşın altına elini sokacağını gösterdi camiaya.

Hâlbuki daha geçen sene bu zamanlar kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sananlar, “Başkan Çokoprens almaya gitti” diyecek kadar seviyesizleşenler yönetiyordu bu kulübü.

Ve her şey çok karanlıktı.

Bir yıl içindeki bu değişim, “Gecenin en karanlık anı şafak sökmeden az önceki zamandır” sözünün hayatın akışıyla da ne kadar örtüştüğünü gösteriyor adeta.

Tüm camianın enseyi kararttığı o dönemden sonra önce kent yönetimi değişti, sonra da Bursaspor yönetimi.

O dönem lige ne zaman havlu atacağımızı düşünenler, şimdilerde Bursaspor şampiyonluğunu mart ayında mı yoksa nisan ayında mı ilan edecek diye tatlı bir telaşın içerisinde.

Ama şunu belirtelim biz bu hayalleri kurarken, Pablo ve öğrencileri ayaklarını yere sağlam basmak zorunda.

Bu takımın şampiyonluğu çok da geciktirmeyeceğini 10 kişiyle kazanılan Elazığ maçıyla gördük.

Yine de futbol dünyasında daha önce yaşanan büyük düşüşleri akılda tutup, işi sıkı tutmakta fayda var. Taraftar yılların acısını çıkarmak için sabırsız bu gayet normal, ancak sahada ter dökenler kutlama için biraz daha sabretmeli.

Futbolda en önemli maç her zaman ilk maçtır ancak, Bursaspor’un hedef maçının Karşıyaka mücadelesi olduğu da aşikâr.

Eğer ki Timsah, devreyi Karşıyaka galibiyeti ve 41 puanla noktalarsa Başkan’ın da dediği gibi rakipler ‘kırılma’ yaşayacaklardır.

Ortaya çıkacak minimum 9 puanlık fark rakip takımları daha çok play-off yarışına konsantre edecektir.

Neyse…

Eşlerinin bile “Biz yıllardır halı sahada oynuyormuşuz” dediği futbolcu kardeşlerimiz bu taraftarla coşkusunu kaybetmeyeceğine göre biz hayal kurmaya devam edelim.

Ne de olsa ciddiyet sahaya çıkanların işi!