Geçtiğimiz hafta Bursaspor’da enteresan gelişmeler oldu. Önce ‘adayım’ diyen Ali Ay ile Başkan Recep Günay, Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Galip Sakder’in girişimiyle bir araya geldi. Ancak Günay, görevinin başında olduğunu belirterek Ay’a bir kongrenin söz konusu olmadığını söyledi.

Sonrasında Ali Ay, Recep Başkan’ın ısrarlı tutumu karşısında adaylık çalışmalarını durdurduğunu açıkladı.

Cumartesi günü ise Teksaslı Bursasporlular Derneği kongre kararı alınması yönünde toplanan 787 imzayı Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Galip Sakder’e teslim etti ve tüzük gereği yönetimin kongre kararı alması için gereken 30 günlük süreç başladı.

Fakat dün akşama kadar konuyla ilgili yönetim kanadından en ufak bir açıklama gelmedi. Zaten bildiğimiz kadarıyla Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Recep Günay toplanan imzaların geçersiz olduğunu ve noter onaylı olmaları gerektiğini düşünüyormuş.

ADAY OLURKEN NOTER NEREDEYDİ!

Garip olan aday olurken noter onayına ihtiyaç duymayan, hatta daha önce kabul edilmeyen listesini revize edip Divan’a sunan Günay’ın bu kez noteri kendine kalkan olarak seçmesi.

Kanunlar ne der tam olarak bir şey diyemem ancak, tüzüğün ne dediğini en iyi bilmesi gereken Divan Başkanlık Kurulu da imza kampanyasına destek verdiyse imzaların hukuki geçerliliğinin olduğunu düşünürüm.

Aksi bile olsa toplanan 787 imza her geçen gün sabrı taşan taraftarın, 307 imzalı kongreyle görev gelen Günay’ın gitmesini istediğini ortaya koyuyor.

Peki Sayın Recep Günay, niçin ayak diretiyor?

Ya hakikaten daha önceki yönetimleri inceliyor (ki ne kadar yetkin olduğu tartışılır) ve süreyi sonuna kadar kullanmak istiyor.

Ya da, ‘Nasılsa Türkiye’de hukuk yavaş işliyor öyle ya da böyle mayısı görürüm’ diye düşünüyor.

GENÇLER NE YAPACAK?

Recep Başkan’ın, “Zaten tecrübeli futbolcuları elden kaçırdım. Transfer tahtası da kapalı. Bu işi kör topal götürüm” şeklinde bir beklentisi varsa şunu iyi bilsin ki işler sarpa sardığında yanında ne kör kalır ne topal.

Tabii kulübün her ay milyonlarca lira gideri olduğunu da düşününce işleri nasıl yürütecek merak etmiyor da değilim!

“Ya nasılsa tahta kapalı, bırakın biraz da Günay yönetsin” diyenlere de güven ortamının gencecik çocuklar için ne ifade ettiğini düşünmelerini salık veririm.

Kafalar rahat olmazsa, abilerini de kaybetmiş bu gençlerin devre arasına kadar takımı ayakta tutup tutamayacakları gerçekten tahmini zor bir durum.

Ne diyelim zaman her şeyin ilacı.

Tabii Bursaspor’un zamanı kaldıysa!