Günay Yumruktay / Söz Sizde
Günay Yumruktay / Söz Sizde

Gelecekteki su sıkıntısına çözüm denizlerimizdir…

Sayın Günay Yumruktay,  6 Aralık 2020 tarihli Söz Sizde köşenizde “Yaşamın Temel Maddesi Suyu Neden Dikkatli Kullanmalıyız” başlıklı yazıyı okudum.

Gelecekte yaşanması muhtemel su sıkıntılarını önlemek için çözüm önerilerimi içeren yazımı, vatandaşın sesi olan köşenizde değerlendirilmesi dileklerimle size gönderiyorum.

Türkiye’nin gelecekteki su sıkıntılarına, kuraklığa tek çözümü denizlerimizdir.

Öncelikle şehrimizde deniz suyu arıtma rafinerisi kurulmasına ihtiyacımız var.

Türkiye’nin, gelecek 10 yıl sonra, başta İstanbul, Bursa, İzmir ve Antalya olmak üzere içme ve kullanım suyunda büyük sıkıntılar yaşanacaktır.

Son yıllarda su kaynaklarımız hızla kurumakta, başta kar yağışı olmak üzere, iklimler kurak, yağışsız  geçmektedir.

İklim araştırmacıları durumun giderek daha da kötüleşeceğini, 2050 yılında insanların %55’inin temiz içme suyuna ulaşamayacağını ön görmektedirler.

Bu nedenle bir an önce deniz suyu arıtma projelerinin yapılması gerekmektedir.

Belediyeler bu konuda hızla karar verip 5 yıl içinde deniz suyunu (arıtma) dönüştürme projelerini yapmak zorundadırlar.

Ülkemizde kişi başına günlük 70 litre su kullanılırken, gelişmiş ülkelerde bu rakam 250-300 litreyi bulmaktadır.

Türkiye halen kullanılabilir suyun %13’ünü evler, %13’ünü endüstri, %74’ünü tarımda kullanmaktadır.

Tarımda su kullanımı akıllı damıtma sistemine dönüştürülemez ise  2030 yılından itibaren hem susuzluk, hem de iklim nedeniyle kuraklık kapımızda olacaktır.

Bazı ülkelerde barajların yetersizliği ve yağmur sularının azlığı nedeniyle deniz suyundan içme suyu elde edilmektedir.

Ülkemiz içme suyu kullanımında ileri ülkelerin yarısı düzeyindedir.

Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının bin 700 metreküpten 1400 metreküplere gerileyerek, ortalama yüzde 18 oranında azalmıştır.

Bir insanın bir günlük gıda ihtiyacını karşılayabilmek (üretmek) için, yaklaşık 6,5 metreküp suya ihtiyaç vardır.

Teknolojinin gelişmesi içme suyunun farklı kaynaklardan elde edilebilmesine olanak sağlıyor.

Deniz suyu içerisinde bulunan insan sağlığına zararlı maddeler ayrıştırılarak bu suyun içilebilir su haline dönüştürülmesi sağlanır. Deniz suyundan içme suyu elde etmenin en sık kullanı-lan yöntemi ters ozmos olarak karşımıza çıkıyor.

Ters ozmos, bir filtreden çözücünün geçirilip çözülenin tutulduğu bir pompalama işlemidir.

Filtrenin yüksek basınçlı tarafında kalan tuzlu su diğer basıncın düşük olduğu taraftaki tuzsuz suya dönüştürülür.

Bu yöntemle deniz suyundan içme suyu elde etme yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bugün dünyada deniz suyundan  su arıtımı  ile içme suyu elde eden birçok ülke bulunuyor.

Bu ülkelerin başında, ABD, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Kıbrıs ve İsrail’dir.

Deniz sularımızın tuzluluk oranlarına gelince; Karadeniz % 0,18, Marmara % 0,22, Ege % 0,38, Akdeniz’de % 0,43’tür.

Kısacası Marmara Denizi çevresindeki İstanbul ve Bursa’da yapılacak deniz suyu arıtma rafinesi maliyetleri, Ege ve Akdeniz’den (İzmir, Antalya) daha ekonomik olacaktır.

Bursa’da da en uygun deniz kıyısı Mudanya’dır. Tek şartı ezbere değil, jeolojik araştırmaların yapılarak doğru yerin seçilmesidir.

Deniz suyu arıtma rafinerisinde örnek alınacak ülke de İsrail’dir.

En büyük denizden su arıtma tesisi İsrail ve Singapur’dadır.

En gelişmiş sulama sistemi, atık su geri kazanımında lider ülke İsrail ve ulusal su yönetim sistemi en gelişmiş ülke yine İsrail’dir.

Ters ozmos yöntemiyle, deniz suyundan tuz arıtan dünyanın en büyük tesisi, yılda 110 milyon metreküp su arıtıyor, 1 metreküp suyu 57 sente mal ederek yine dünyada en düşük rakamı elde ediyor.

Kısacası İsrail suyunun %40’ını denizden sağlıyor.

Bilgilerinize.

Saygılarımla.


Necmettin Şengül

Yer.Ynt.ler ve İş Uz.

Yld.Bld.Es.Bşk.Yrd.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X